Dün Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük soruşturmacı
gazetecisi, basınımızın efsane ismi, değerli dostum Uğur Mumcu’nun
şehit edilişinin 26’ncı yıldönümüydü.
Uğur Mumcu, güç
odaklarının gerçekleri ortaya çıkarmama çok kızdıklarını ve beni
itibarsızlaştırmak için tek malzemeleri yalan, dolan ve iftira olan
haysiyet celladı tetikçileri kullandıklarını çok iyi bildiği için,
saldırılar karşısında hep yanımda durdu. Destek verici,
yüreklendirici yazıları, hem çocuklarımın onur duyacakları saygın
bir miras, hem de hayatımın en değerli ödülleri oldu.
★★★
Yine ne mutlu bana ki ortak anılarımız da çoktu.
Bunlardan biri, 1987 yılı Sedat Simavi Ödülü’nü birlikte
kazanmamızdı.
Şimdi geriye dönüp baktığımda,
“Gazetecilik” dalındaki ödüllerimizi alırken yaptığı müthiş
konuşmayla, bugünlere ışık tuttuğunu ve emperyalizmin işbirlikçisi
Suudi Arabistan Hanedanı’nın coğrafyamız için ne kadar büyük
tehlike haline geleceğini çok net anlattığını
görüyorum…
İşte Uğur Mumcu’nun, günümüz Türkiye’sini
32 yıl öncesinden görüp anlattığı o tarihi konuşmadan bazı satır
başları: