Geçen hafta Müjdat Gezen ve
tiyatrosuyla “Yalandan Kim Ölmüş”ü sahnelemek
üzere Almanya’ya, Hagen’e gidecektik.
Yola çıkmadan önce, çarşamba akşamı Müjdat’la
buluşupLevent’i ziyaret ettik.
Hastalığı boyunca üzerine titreyen hayat arkadaşı Aslı
Çetiner’le hemen her gün konuşuyor, giderek ağırlaşan
durumuyla ilgili bilgi alıyorduk.
Odasının bulunduğu 7. kata çıkarken bunun bir veda görüşmesi
olduğunu, sevgili arkadaşımızla son kez kucaklaşıp konuşacağımızı
biliyorduk.
Kapıda bizi karşılayan
oğlu Oğulcan yüksek dozda verilen ağrı
kesiciler nedeniyle bilincinin gidip geldiğini sòylüyordu.
* * *
Sessizce içeri girdik. Şansımıza uyumuyordu ve bilinci
yerindeydi.
Bizi görünce “Oooo kimler
gelmiş” dedi.
Bana hep “Baba” derdi.
Yine “Buyur baba buyur” diyerek takıldı.
Sarılıp öpüşürken
bizi çok sevdiğini, ziyaretimizden büyük mutluluk duyduğunu
sòyleyerek şakalar yapmaya başladı. Karşılıklı espriler havada
uçuşuyordu.
Oysa biz de, sevgili Levent de rol
yaptığımızı biliyor, ama belli etmemeye çalışıyorduk…