Kulak Burun Boğaz Uzmanı Profesör Dr. Müge Özcan, Ankara Numune Hastanesi’nde Askeri Sağlık Kurulu Başkanlığı yapıyor. Heyetteki diğer uzmanlarla birlikte, sözleşmeli er, erbaş ve Harp Akademisi adaylarının sağlık durumlarını inceleyip rapor veriyorlar.
★★★
Orta Anadolu’da sadece onların bulunduğu hastane bu görevi yerine getiriyor. O nedenle müthiş kalabalık.
Geçenlerde bir gün, yardımcıları “Hocam, bir aday sizinle görüşmek istiyor” deyince, “Bırakın gelsin” diyor.
★★★
Çok geçmeden giysileri yıpranmış, zayıf bir delikanlı utana sıkıla odadan içeri giriyor. Mahcubiyetten kızarmış bir yüz ifadesiyle “Hocam, ben dün başvurmuştum, bugüne kaldım, acaba bugün işim biter mi?” diye soruyor.
Hoca evrağına bakıyor, sözleşmeli er adayı delikanlı için ortopedi bölümü bazı filmler istemiş. İnceledikten sonra “Bitebilir de, bitmeyebilir de” cevabını veriyor.
Delikanlı “Hocam, sizden rica etsem, işim bugün bitse...Çünkü kalacak yerim yok! Dün gece camide yattım” diyor.
Hoca irkiliyor. Üzüntüsünü belli etmemeye çalışarak “Evladım, bir şey yedin mi?” diye soruyor.
Simit yemiş!..
Bunun üzerine bir görevliyi çağırıp para verdikten sonra “Git bu delikanlının karnını doyur, filmlerini çektir, bugün işi bitsin” diyor.
Ve görevliyi, gencin yanına katıp gönderiyor.
★★★
Hoca, bölücü PKK teröristlerinin saldırısıyla şehit düşen vatan evlatlarının, dokunsan yıkılacakmış izlenimini veren yoksul evlerini TV ekranlarında gördükçe bu delikanlıyı hatırlıyor.
Fakirliği, mahcupluğu, geceyi camide geçirdiğini söylemesi, simitle karnını doyurmuş olması, tüm o anlar, adeta acı sonlu bir film şeridi gibi geçiyor gözlerinin önünden...
★★★
O kerpiç evlerde yaşayan, daha doğrusu ömür tüketen yakınlarını geçindirebilmek için canlarını vatana siper ettiler bu yiğit evlatlar.