Çünkü ağustos enflasyon verileri daha belirgin biçimde gösterdi ki enflasyonun sadece gıdadan gelmediği; son 12 yılın en yüksek çekirdek enflasyon oranına, yüzde 10.2’lik çekirdek enflasyona ulaşmamızla tescillendi. Öyle ki hem çift haneli, hem de en son enflasyon hedefi yüzde 8 olan bir yılda görülen çekirdek enflasyon oranı bu.
Çekirdek enflasyonda; enerji, gıda, alkol, tütün ve altın fiyatları dışarıda bırakılarak tüketici fiyatları ölçülüyor. Böylelikle, en başta enerji ve gıda fiyat dalgalanmaları bir tarafa bırakılarak; ekonomideki genel enflasyon ve ana fiyatlama eğilimi görülmeye çalışılıyor.
Yukarıdaki tanıma göre ölçülen çekirdek enflasyonda (TÜFE içindeki Özel kapsamlı, C serisi), aylıkta son 10 yılın en yüksek ağustos artışı olurken, yıllıkta da yüzde 10.2 ile son 12 yılın en yüksek çekirdek enflasyonuna ulaştık. Çok açık biçimde fiyatlama davranışlarında bozulma var.
Dünkü enflasyon verilerinde bir diğer çarpıcı olan veri de şu; üretici fiyat endekslerinde yeniden yüksek artış eğiliminin belirmesi. Üretici fiyatları içinde, imalat sanayinde kur artışıyla nisanda tavana vuran fiyat artışları sonrasında yumuşamıştı. Temmuz ayında yeniden başlayan yükseliş ağustosta da devam etmiş. Yıllık artış yeniden kur artışı ertesinde ulaştığı tavan olan yüzde 18’e dayandı; yüzde 17.94 ile.
Üretim girdilerinde ara malı fiyat artışı da yeniden nisan ayındaki tüm zamanların rekoru yüzde 22.1’e yaklaştı; yüzde 21.7 ile.
Üretim ve ara malı fiyat artışı yeniden tam gaz yükselirken tüketici fiyatlarının düşük seyretmesi pek mümkün görünmüyor. Zaten çekirdek enflasyondaki rekor da bunun işaretini taşıyor. Kur düşüşüne karşın temmuz ve ağustosta ara malı fiyat artışlarının aylık yüzde 1’in üzerinde seyretmesi “hayra alamet” değil. Üretici bu fiyat artışını perakendeye yansıtacaktır. Geçmişteki tüm kur şokları sonrasında üretici fiyatlarında tavana ulaşan artışların yerini düşmeye bıraktığı görülmüş, yeniden tavana doğru yükseldiği görülmemişti. Şimdi bunun izleri var.