Tüketici enflasyonunun yüzde 13’e, üretici enflasyonunun da
yüzde 18’e vuruşunu uzunca bir süre seyretti, kurun da çıkışını.
Ancak “artık duvardaki silaha davranacak” kanaati oluştuğunda ise
“o silahı patlatmadan yere düşürdü”.
Silahı yere düşürdü çünkü ne hareketsizliğinin ne de hareket
ettiğinde faizleri neden 0.50 puan gibi çok artırdığının bir
açıklaması yok.
Öyle ki, enflasyonu henüz hedefi olan yüzde 2’ye gelmemiş olan ABD
Merkez Bankası Fed’in faizleri 0.25 puan artırdığından bu yana
henüz 24 saat geçmemişti; enflasyonu kendi faizini geçmiş bir
merkez bankası TCMB ise Fed’den sadece 0.25 puan daha fazla
artırarak adeta dalga geçti.
Fed, orta vadede enflasyonun yüzde 2’ye geleceğini hesaba katıp,
0.25 puan faiz artırıp üstüne de bir yılda aynı ölçekte üç faiz
artırımına işaret ediyor. Yani bir yılda 1 puan demek bu.
Bizim Merkez Bankası da, en son toplandığı aydan (Eylül) bu yana
iki ayda toplam yüzde 3.5’luk bir çekirdek fiyat artışına karşın
Fed’den sadece 0.25 puan fazlası artış yapıyor.
Türkiye’deki son üç aylık çekirdek enflasyonun ivmesi yıllık yüzde
15’i geçiyor. Buna karşın Merkez Bankası, bırakın yeterince faiz
artırmayı, Fed gibi ileriye dönük faiz artış sinyalini toplantı
metni üzerinden bile veremiyor.
Merkez Bankası’nın faiz silahını kullanamayacağını göstermesi
“silahı yere düşürmek” anlamına geliyor.
Kararın açıklamasında, 2017 genelinde toplam talebin güçlü bir
seyir izlediği, kredilerde hızlı bir artış gözlendiğini söyleyen
Merkez Bankası’nın “enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve
yakın...