DOLAR ve faiz üzerinden komplo kuramı yazmak kolay; “bizi çekemeyenlerin, dış güçlerin işi” dersiniz, ödemeler dengesi bilmeyen biri inanabilir. Ama patates ve soğan üzerinden yazmak öyle de kolay değil.
Son günlerin konusu patates-soğan fiyat artışları. Bunun nasıl
olduğuna çokça ekonomik temele dayanan neden bulunabilir. Buna
eğilelim ama asıl mesele seçime kadar tutulan, vergi indirimleri
ile geçici olarak askıya alınan fiyat artışlarının ne olacağında.
Son üç ayda döviz kuru artışının yüzde 20 olduğu, henüz bunun çok
az kısmının perakende fiyatlara yansıdığı, kamu zamlarının
tutulduğu hesaba katılırsa henüz bir şey görmedik.
Tüketiciler ilk sinyalleri çarşıda-pazarda-sofrada görmeye
başladılar. Daha fazlası en temel gıda maddesi olan patates
fiyatında en ucuzunun fiyatı yüzde 80’e yakın artmış. İstanbul
Hali’nde geçen günlük en düşük-en yüksek fiyatlara bakılırsa; dünkü
fiyatlar ile önceki yılın aynı günündeki fiyatlar
karşılaştırıldığında patates yüzde 52-79, beyaz soğan yüzde 400,
kuru soğan ise yüzde 135-150 aralığında fiyat artışı göstermiş.
Durup dururken iç talep ya da ihracat gibi dış talep artmadığına
göre ya maliyet kanalından ya da arz tarafından gelen, ya da
ikisinden kaynaklanan bir sorun var demektir. Normal koşullarda
siyasetçinin, bu durumu biliyor olması ya da “üzerinde çalışıyoruz”
demesi beklenir.
Oysa Başbakan Binali Yıldırım, soğan ve patates fiyatlarındaki
artışa ilişkin “Spekülasyondan öte bir şey değil, göreceksiniz
birkaç gün sonra böyle bir meseleyi konuşmayacağız” diyor. Aynı gün
Hürriyet web sitesinde yayımlanan habere göre; ülkenin patates
ihtiyacının yüzde 25’ini karşıladıklarını dile getiren Ödemiş
Ziraat Odası İkinci Başkanı Mehmet Dinlemez, iki noktaya işaret
ediyor; birincisi, fiyat dengesizliği nedeniyle üreticinin son
yıllarda patates ekmekten vazgeçtiğini, geçen yıl oluşan
fiyatlara...