DÖVİZ kurlarında ocak ayı sonrasında görülen görece sakinlik yerini yeniden yükselişe bırakıyor. Son bir aylık dönemde döviz kuru yükselişi dolarda yüzde 6.5, Euro’da yüzde 3.5’e vurdu. Dünkü verilerle; yüzde 2 enflasyon hedefi olan ABD’de ücret artışlarının yıllık yüzde 2.9’a çıktığı görülünce, faiz artış cephesinin beklentileri güçlendi. Bu veri yayınlandıktan sonra içeride dolar kurunun 3.6367 TL’ye vurması sürpriz değil.
Ocak ayında hem Merkez Bankası’nın faiz artırımı, hem de bunun sonrasında ülkeye akan portföy yatırımlarının etkisi nedeniyle düşük seyreden döviz kuru sepetinin değeri, yeniden ocak sonundaki değere yükseldi.
Euro kuru yılbaşına göre yüzde 15, bir yıl öncesine göre yüzde 25 yukarıda. Dolar kuru ise yılbaşına göre yüzde 2.8, bir yıl öncesine göre yüzde 19 yukarıda. Özetle, Euro’nun dolara karşı değer kazanması içeride de TL’ye karşı Euro’nun değer kazancını getirdi. İhracat yapanlar için kısa vadeli kazanç hanesine yazılsa da, Euro borcu olanlar için yüzde 25’lik bir artış, büyük kayıp demek.
KAYIP 2011’DE BAŞLADI
Döviz kurunda 2011’den beri TL’nin potansiyel değer kaybının başladığı bir sürece girildi. Hem politik, hem de ekonomi politikasında bu kaybı besleyecek zemin söz konusu. Ayrıca darbe girişimi ve sonrasındaki OHAL koşulları, Türkiye’nin notunun yatırım sınıfından spekülatif sınıfa düşürülmesi gibi nedenler sermaye girişlerini daralttı. Turizmde 10 milyar dolara uzanan bir gelir kaybı yaşandı; 2017 Ağustos itibariyle, en çok döviz bırakan OECD ülkelerinden gelen turist sayısında son 12 aylık toplamda, en kötü sezon yaşanıyor.