KABİNE değişikliği sonrasında “ekonomide tek yetkilinin” Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek olacağı basına fısıldandı.
Sonra, yapılan ilk kabine toplantısı sonrasında önceki gün açıklandı ki; yetki “ekonomi koordinasyonu ve bankalar” olarak belirlenmiş. Ancak TMSF ve en önemlisi yeni kurulan Türkiye Varlık Fonu, Bakan Şimşek’in etki alanında değil. Bu yazının yazıldığı an itibariyle SPK ve BDDK’nın kime bağlı olduğu belli değildi. İki büyük kamu bankası Bakan Şimşek’in yönetiminde ama hisseleri Varlık Fonu’nda. Bir nevi; davul başkasında, tokmak başkasında durumu devam ediyor.
“Ekonomide tek yetkili” denilmediği, sadece “ekonomi koordinasyonu” denildiği, ayrıca Şimşek’in uluslararası finans alanında saygınlığı olsa da karar verme mekanizmalarında elinin rahat olmadığı, “kabinedeki teknisyen” haline geldiği düşüncesi giderek kabul görüyor. Piyasalardaki tepkisizlik de bunun bir işareti; “değişen bir şey olmadı” havası.
Sessiz bir poker oynanıyor. Bir tarafında, kabine oluşumunda siyasi alandan piyasalara “Şimşek hâlâ kabinede” eli oynanırken, diğer tarafta piyasalar “Şimşek orada, ama etkili değil” diye düşünüyor ama bunu seslendirmiyor. Taraflar görünümü bozmuyor, ama orta vadede fiyatlara yansıyor.
İşler iyi giderken risklere ve uyarılara sesini çıkarmayan özel kesim ve piyasalar, işlerin bozulduğu ya da bozulacağı görülünce kabinede “akil adam” arayışına giriyor.