1989’da serbestleştirerek küresel oyuncu olma kulvarına
geçtiğimiz kambiyo rejimi, hem dışarıdan hem de içeriden gelen
dalgalarla iniş çıkışlı bir deneyim sahibi yaptı hepimizi.
Makro koşullar ne en dipte bıraktı bizi, ne de hep yüksekte uçurdu.
Ama hem toplumsal hareketlilik, demografik koşullar mikro çapta
farklılık yapanın kazançlı çıktığını öğretti bize;
deneyimlerle.
Makroekonomik gelişme yukarıdan aşağıya uç noktalara kadar mikro
düzeyde değişime yol açarken, yerel düzeyde farklı dokunan
yönetimler bulundukları yerlere daha büyük kazançları; hem değer
artışını, hem de “yaşanabilir” olma niteliğini ekliyorlar.
Son 20 yılda büyük metropol kentlerin çevresinde oluşan yeni
mahalleler artık yeni ilçelerin bir parçası. Yeni olmanın
avantajlarını taşıyorlar; potansiyel olarak da gelecekte, “kentten
kaçırılmış” yeni yaşamların gelişme merkezleri olacaklar.
Başakşehir gibi ilçeler de buna örnek.
Başakşehir gibi metropolün çevresinde kurulmuş ve “yeni” diye
nitelenebilecek ilçeler, metropolün merkezi ile olan ulaşım
bağlantısında toplu ulaştırma olanaklarını geliştirdikçe; kent
merkezindeki iş merkezleri ile çalışma alanlarına gidiş-gelişleri
rahatlaştıkça değerli hale gelecek. Bu tür kolaylıklar, çevrede
oturmanın değerini yükseltiyor.
Özellikle, çevre beldelerde oturmanın azaltıcı yönde etki yaptığı
unsur olan, kadınların işgücüne katılımının ise küçük dokunuşlarla
yükseltilebileceği hesaba katılmalı. Kadınların işgücüne
katılımının yükseltilmesi, ulaşım ve güvenlik kaygılarının
azaltılması ile de büyük ivme kazanacak.
Özellikle kent aydınlatmasının sağlanması ile bu ivme
gü&cc...