Serseri topları kazandılar, seri biçimde çevirdiler ve yarattıkları tehlikelerden birini de değerlendirdiler. Bu bölümde top siyah-beyazlılarda olduğunda da topsuz Beşiktaşlılar’ın hareketsiz kaldığını not etmek gerek. 45’ten sonraysa hikâye değişti. Hikâyeyi değiştirense, belki de bu sezon Şampiyonlar Ligi’nin ilk 5 haftasında turnuvanın en heyecan verici adamı, Cenk Tosun’du. 40’ta, Beşiktaş sahada adeta yok olmuşken bir golü yoktan var etmekle kalmadı, ikinci yarıdaki tutkusuyla takımını ateşledi ve bambaşka bir devre izledik Dolmabahçe’de. Bu noktada kesinlikle Güneş’in de hakkını teslim etmek gerek, çünkü Beşiktaş bugün grubunu lider olarak tamamladıysa 21 Kasım gecesi saat 21’de yapılan iki hamlenin çok büyük katkısı var: 1) - Devre 1-1 bitmişti. Beşiktaş’a liderlik için zaten beraberlik yetiyordu. O noktada belki 10 hocadan 8’i oyunu tutmayı dener, hatta belki bir defansif değişiklik bile yapabilirdi. Güneş yapmadı. Takımını daha da coşkuyla oynamak üzere gönderdi sahaya. Beşiktaş 30 dakika boyunca Porto’ya top göstermedi ikinci devrede. Bu grubun sırrı bu: Savunma yapan kazanamazdı bu grupta. Oynamaya mecbursunuz. Beşiktaş da oynayarak doğruyu yaptı. 2) - Tosiç’in çıkış sebebi her ne olursa olsun, oyuna Medel’in girişi harika karar. Çünkü ilk yarıda Brahimi ve Ricardo Pereira çabukluklarıyla Beşiktaş’ı zorlamışlardı, sonra bu sürat ekibine Corona da katıldı. Eğer Medel ikinci devrede çabukluğuyla Porto girişimlerine yanıt vermese, işimiz çok daha zor olabilirdi. Şenol Güneş, 21 Kasım 2017’de, soğuk bir İstanbul gecesinde saat 21’de verdiği iki doğru kararla getirdi turu. Beşiktaş son maça liderliği garantilemiş biçimde, Türk futbolunu...