Cocu’nun bence Fenerbahçe’de de 4-3-3 (veya aslında 4-2-3-1) oynatacağım diye bir takıntısı olmamalı. Çünkü Ayew dışında formda bir kenar oyuncusu yok.
2015-16 sezonunda Süper Lig’in 18 takımının toplam market değeri
1.2 milyar Euro imiş. Bugünse 660 milyon düzeyine geriledik. Yani
ligimizin değeri, 3 sezonda yarı yarıya inmiş durumda.
Yine aynı sezon ligin en değerli 4 takımının market değeri 600
milyon Euro’ya yakınmış. Bugünse 4 büyüklerin toplam değeri 330
milyon seviyesinde. Süper Lig’in yaşadığı ekonomik dalgalanma, üst
grupla alt grup arasındaki farkı fena halde kapadı. Bugün ligin
sadece 5’inci haftasındayız ve namağlup takım kalmadı. Hatta 4
haftayı namağlup kapayan 3 ekip de konvansiyonel büyükler değil,
Kasımpaşa, Konya ve Kayseri idi. Dün Konya’daki maç da son derece
dengeliydi, defalarca gitti-geldi. Konya ayağına gelen fırsatları
değerlendiremedi, Fenerbahçe değerlendirdi. Bu sezon bu tarz
oyunları çok göreceğiz. Ligde artık güçler çok daha yakın. Maçlar
gerçekten de “üç ihtimalli” artık.
Lig daha dengeli ama futbolda 100 yıldır olduğu gibi yine farkı
yaratan “kalite” olacaktır şüphesiz. Phillip Cocu’nun PSV’yi
yönetirken farklı maçlarda birçok farklı dizilişi denediğini çok
iyi biliyorum. Mesela Şampiyonlar Ligi’nde Wolfsburg deplasmanında
(elmas orta sahalı) 4-4-2 ve Manchester deplasmanında 5-4-1 gibi...
Cocu’nun bence Fenerbahçe’de de 4-3-3 (veya aslında 4-2-3-1)
oynatacağım diye bir takıntısı olmamalı. Çünkü bu diziliş 2 kenar
hücumcusu istiyor ve Ayew dışında ikna edici bir performans
çıkmadığı için Aatıf’a filan umut bağlıyorsunuz! Oysa dün Cocu,
(PSV’de zaman zaman yaptığı gibi) elmas orta saha dizilimi ile
başlasa, Mehmet-Jailson-Eljif-Benzia’nın önünde Ayew-Slimani’yi
kullansa, son yarım saatteki doğruları baştan da yakalayabilirdi.
Diziliş elastikiyeti, daha fazla kaliteli oyuncuyu sahaya bir arada
sürebilmek demek çünkü.
MAÇIN ADAMI: YASSINE
BENZIA
MAÇIN KADER ANI
Dün 65’inci dakikada sağdan Jonsson ortaladı, Yatabare’nin bomboş
volesi direğin üstünden auta gitti. O pozisyonun dönüşünde Benzia
harika bir asist yaptı, Eljif golü attı. 120 saniye içinde maçın
hikayesini değiştiren heyecan verici bir bölümdü gerçekten.
MAÇIN SÜRPRİZİ
Dün Fenerbahçe 11’ini Mehmet Topal’la birlikte 5 savunmacı ile 5
hücumcu şeklinde ikiye ayırırsak; ileri beşlinin 4’ü yeni
transferlerdi. İleri 5’lideki tek eski ise Aatıf’tı dün gece.
Herhalde bu seçime geçen yılki oyunundan sonra Aatıf’ın kendisi
bile şaşırmıştır!
“Çizgiyi geçti mi, geçmedi mi”
diye düşünmeye vaktimiz olmadan, Tottenham maçında gol çizgisi
teknolojisi devreye girdi.
GOL ÇİZGİSİ TEKNOLOJİSİ
Cumartesi Tottenham-Liverpool maçında Wijnaldum’un golünü
görmüşsünüzdür. Bizim çizgiyi geçti mi-geçmedi mi diye düşünmeye
bile vaktimiz olmadan hakem golü verdi ve saatini gösterdi
stadyuma. Süper Lig’de de gol çizgisi teknolojisi gündeme
alınabilir mi acaba?
MAÇIN NOSTALJİSİ
Dün iki sol bekte iki sınırlı yetenekli İsmail’le Ferhat’ı
izleyince aklıma kısa süre önce Konya’da o pozisyonda oynayan
Douglas geldi. Konyaspor, Douglas’ı Wolves’a sadece 1.2 milyona
satmıştı. İskoç yıldız, Avrupa’da 2018 takvim yılında en fazla
asist yapan bek konumunda.
MAÇIN ŞAŞKINLIĞI
Harun'un uzun yıllar boyunca sadece Fenerbahçe’nin değil milli
takımın da kalesini koruyacağına inananlardanım. Ancak dün 13’te
bir topu taca bırakmamak için merkeze serseri biçimde vurması akıl
almazdı. Slimani yetişip topu çalarak Harun’un kariyerini kurtardı
belki de.