GEÇTİĞİMİZ Cumartesi akşamı oynanan Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında iki basit pozisyon, benim fena hâlde dikkatimi çekti doğrusu.
Biri ilk devrede, biri de ikinci devrede, iki kez son çizgiye
inen sağ bek Isla, her iki pozisyonda da ceza alanına serseri
yüksek toplar atmak yerine, bakarak-görerek iki yerden pas attı
içeriye.
Bu pasların birini Valbuena, diğerini de Oğuz Kağan
değerlendiremediler ama ben Aykut Hoca’nın yerinde olsaydım
herhalde o iki pozisyonu CD’ye kaydettirip, Hasan-İsmail-Şener’e
yüzlerce defa izlettirirdim.
Çünkü bir büyük takımın bence hedeflemesi gereken oyun bu: Pas
oyunu. Akıl oyunu. Havaya rastgele atılan kartlarla kurulu bir
kumar oyunu değil...
ODADA KONTROLÜ YİTİRDİ
Sanırım Chelsea’li Hazard da aynen Isla gibi düşünüyordu ki,
geçtiğimiz ay içinde uzun boylu santrfor arayan hocası Conte’ye
karşı sert bir çıkış yapmaktan kaçınmadı: “Futbol basit bir oyun.
Eğer enli-boylu santrfor arıyorsanız, yüksek toplarla
oynayacaksınız demektir. Oysa biz kaliteli bir takımız ve pekala
yerden hücum edebiliriz. İngiltere’nin en iyi takımına, Manchester
City’ye bakın. Onların uzun bir santrforları yok, ihtiyaçları da
yok. Çünkü topu yere indirip, harika bir futbol oynuyorlar.”
Hazard’ın bu tepkisi de son derece haklı aslında...
Chelsea’yi geçtiğimiz sezon açık farkla şampiyon yapan Conte’nin
işleri bu sezon yolunda gitmeyince, İtalyan hoca transferde rotayı
uzun boylu bir santrfora çevirmişti. 2 metrelik Crouch da dahil,
Ashley Barnes, Andy Carroll, Edin Dzeko gibi birçok hacimli
santrforu alamadıktan sonra transferin son gününde nihayet
Giroud’yu Stamford Bridge’e getirdi İtalyan teknik adam...
Conte aradığı hacimli santrforu buldu ama bu arada büyüyen fikir
ayrılıkları sebebiyle Chelsea soyunma odasının kontrolünü de
tamamen yitirmiş gör&uum...