Beşiktaş-Göztepe maçı hikâyesini doğru okuyabilmek için muhakkak misafir ekibin sezon çizgisini de göz önüne almak gerek: Göztepe, bu sezon ligin zirve dörtlüsü Başakşehir-GS-BJK-FB ile 7 maç oynadı, tek bir puan alabildi. Bu yedi maçın her birinde en az 2’şer gol yedi. Ve bu alanda Süper Lig’de Karabükspor’dan bile kötü. En dipte.
Halen Avrupa kupaları mücadelesi veren, sezonun flaş
ekiplerinden Göztepe’nin ligin alt sınıf takımlarına karşı
gösterdiği performansı büyüklere karşı sergileyememesinin sebebi
sanırım şu: Göztepe, bir tür “atanamamış büyük” gibi oynuyor her
seferinde... Tempoya tempoyla, hücuma hücumla cevap veriyor ve
genelde kalitesi yetersiz geldiği için maçları kaybediyor! Dün
gecenin analizi için elbette birçok detayı dikkate alabilirsiniz:
Stoperleri Kadu-Kosanovic eksikti, Poko’yu sağ açıkta başlatmak
hataydı gibi. Ama bence büyük projeksiyonda temel etken,
Göztepe’nin büyük maçlarda gerçekçilikten uzak oyunu. Dünün de esas
özeti bu. Beşiktaş cephesi için de elbette son derece olumlu
veriler var: Maçın beklenenden kolay geçmesini sadece Göztepe’nin
realist olmaktan uzak oyunuyla açıklayamayız.
Atiba-Tolgay-Oğuzhan’ın cezalı olduğu bir günde Medel’in golle,
Necip’in asistle oynaması, herhalde Şenol Güneş için rüya gibi bir
şey. Özellikle Medel için ayrı bir parantez açmak gerek:
Beşiktaş’ın Şilili oyuncuyu transfer etmek istediğinde Güneş’in
kısa boyundan dolayı ona pek sıcak bakmadığını biliyorum. O Medel,
forma şansını da hak ettiğinden oldukça geç bulmasına rağmen, ligin
ikinci yarısına imza atmaya devam ediyor. Beşiktaş’ta daha önce
stoper oynadı, sağ bek oynadı, ön libero oynadı. Dünse ilk defa
Necip’in bir tık önünde, “8 numara” rolündeydi. Onu da mükemmel
yaptı. 25’te golü atmasına santimler izin vermedi, 26’da hak ettiği
golü attı. Lige değer katan, çok büyük bir profesyonel gerçekten.
***
Larin daha erken girebilirdi
Beşiktaş 65&rsq...