Uğur Meleke yazdı.
Beşiktaş, bir ritim takımı... Maça iyi başladıklarında, oyunlarını rakibe kabul ettirdiklerinde, ritim bulduklarında pozisyonları peş peşe üretiyorlar. Genelde bu durumu tabelaya da yansıtıp sonuca gidiyorlar. Kayseri karşısında ilk devrede yaptıkları gibi. Ancak olur da bir aksilik yaşarlarsa, işler umdukları gibi gitmezse dünya başlarına yıkılmış gibi davranıyorlar. Bu sezon hemen her cephede yaşadıkları sorun buydu, soğukkanlı kalamamak. Şenol Güneş muazzam bir teknik direktör, bu yüzden de son 2 yılı şampiyon tamamladı, Beşiktaş’ı Avrupa’da her sene seviye atlattı. Ancak mental hava biraz bozulunca, normal ayarların dışına çıkılınca soğukkanlılığını koruyamadı maalesef. Beşiktaş’ın da son dönemdeki en önemli eksiği bu oldu bence: Soğukkanlılık... Bu sezon Avrupa hayaline veda edilen maç, Münih’teki zorlu müsabakaydı. Elbette 15’inci dakikada 10 kişi kalmak, çok çok büyük bir engel. Dev bir engel. Ancak 3-0’la 5-0’la arasında da fark var; belki turu hiçbir şekilde geçemezsiniz ama duygusal fark var, mental fark var. Beşiktaş’ın Münih’te 10 kişi kaldıktan sonra sudan çıkmış balığa dönmesi, Güneş’in değişikliklerde çok geç kalması enteresandı mesela. Rövanşta da Beşiktaş’ın 1-0 ya da 2-1 de olsa galibiyeti hedeflememesi, Bayern Münih as kadroyla çıkarken siyah-beyazlıların çok garip bir kadroyla sahada olmasını asla kabullenemedim. Beşiktaş o dönemde bir ritim yakalamıştı, Bayern’i de 1-0 bile mağlup etse ritme katkı yapardı. Yendiğiniz takım bir dünya devi, Bayern olacaktı sonuçta... Beşiktaş’ın 10 kişi kaldığında soğukkanlılığını koruyamadığı tek yer Münih değil... Geçen sezon Kiev’de Beck kırmızı gördüğünde skor 2-0’a gelmişti. 2-0’la 6-0 arasında dünyalar ka...