DÜN Fenerbahçe, Başakşehir karşısına tipik bir ‘direkt oyun’ takımı olarak çıktı.
Topu birinci-ikinci bölgede hiç gevelemiyor.
Doğrudan ilerideki iki uzun
santrforuna vuruyor. Slimani-Frey
topu indirirlerse ne âlâ. Ya da seken
toplar kazanılırsa da öyle. Bu başarılırsa
artık son 40 metredeler zaten.
Kazanamazlarsa kalabalık savunma
yapmaya devam...
Bu plan Başakşehir karşısında
hiç fena işlemedi.
Fenerbahçe rakibinden
daha az
topla oynayarak,
daha fazla net
pozisyon
buldu. Yani
dün itibariyle
işler yolunda
gözüküyor.
Ancak bu stratejiye
bir itirazım var
benim: Zaten Süper
Lig’de 18 takımın belki 12-13’ü böyle
oynuyorlar futbolu! Bu strateji, büyük
maçlarda, rakibinizin topla oynama arzusu
varsa size fayda sağlayabilir. Ama
zaten karşınızda sizle aynı stratejide,
sonuna kadar geriye yaslanan, iki sert
stoperi ve iki sert ön liberosuyla hava
topu ustası olan takımlar varsa, sonuca
gitmeniz kolay olmayacaktır. Bir büyük
takım stratejisi değil bu zira. Tipik bir
Anadolu takımı stratejisi bu.
Büyük planda oyunu benimsemesem
de küçük plandaki gelişimleri de
not etmek gerek: Eljif, bütün engellemelere
rağmen pırıl pırıl parlamaya
devam ediyor. Slimani istekli, çalışkan
ve bu maçla beraber liderliğe de soyundu.
Frey’le değil Soldado’yla oynarsa,
farklı özelliklere haiz meslektaşıyla
daha fazla üretim yapacaklardır. MEHMET-SOUZA’DAN
DAHA KÖTÜSÜ GELDi SPORSEVERLER, geçen sezon
Mehmet-Souza’nın yetenek kısıtından
memnuniyetsizlerdi. Belki de Kocaman’ın
sonunu getirdi bu ısrar. Şimdi
bu ikili başlamıyor, onların yerine aynı
tipte, daha kalitesiz bir ikili başlıyor!
Reyes-Jailson, tipoloji olarak Mehmet-
Souza’nın benzerleri. Üstelik
toplam kaliteleri, seleflerinin altın...