Stefan Kuntz değerli bir futbol adamıydı ama a milli takım teknik direktörlüğü için gerekli olan donanıma sahip değildi. Üst seviye hiçbir teknik adamlık deneyimi olmayan, milli takımın standardının çok altında bir hocayı göreve getirmenin bedelini ödedik. Bütün kritik maçları sahaya çıkmadan, oynamadan kaybettik. Bu kez CV’sinde Milan, Roma, Sevilla, Fiorentina gibi kulüpler olan, ‘gerçekten bir şeyler başardığı için’ göreve gelen bir teknik direktör var kenarda. Müsabakaları kazanabiliriz, kaybedebiliriz, her şey mümkün. Ama şuna eminim: Oynamadan yenilmeyiz.
Stefan Kuntz, değerli bir futbol adamı. CV’sinde ciddi kulüp yöneticilikleri ve altyapıda muazzam başarılar var. Eğer onu TFF’ye yönetici olarak alsaydık veya altyapının başına getirseydik, önemli bir katkı verebilirdi. Ama A takım teknik direktörlüğü için gerekli donanıma sahip değildi. Bunu da zaten tüm kritik müsabakalarda ispat etti:
İlk kritik maçımız Norveç’ti, İstanbul’da 3 gün duran top çalışıp bize kafa golü attılar. Dünya Kupası’ndan olduk.
Portekiz sınavında üçlü savunma tercih etti, oysa 13 resmi müsabaka boyunca tek bir kez bile denememişti bunu Kuntz. Üstelik de sol kanat bek olarak Berkan’ı oynatarak. Ardından Uluslar Ligi grubu son iki maçında Faroe ve Lüksemburg facialarını yaşadık.