G.Saray’ın bu ritmi sürerse, Manu’yu da Kopenhag’ı da geçebilecek gücü var.
Galatasaray’ın dünkü rakibini en iyi anlatan veri şu sanırım: 70’lerde, 80’lerde, 90’larda, 2000’lerde, 2010’larda ve 2020’lerde, yani son 6 dekatın her birinde Şampiyonlar Ligi’nde final gören tek bir takım var: Bayern Münih. Sadece bugünün değil, dünün de, her devrin de büyüğü.
EN iYi 3 TAKIMDAN BiRi
Üstelik sadece tarihle-genetikle değil, bu yılki kadrolarıyla da çok ışıltılı bir konumdalar. Yakın zamanda Mattheus, bu Bayern kadrosunun tarihin en iyisi olduğunu iddia etmişti. O açıklamanın üzerine kadroya bir de Kane eklendi.
Şu an Bayern kadrosunda iki tane 100 milyonluk adam (Kane ve Musiala), iki tane 100 milyon adayı (Davies ve Kim), üç-dört tane de bir aralar o seviyeleri görmüş oyuncu var (Sane, Kimmich, De Ligt gibi). Zaten saygın otoritelere göre City ve Real’le beraber şu an yeryüzünün en iyi 3 takımından biri Bayern Münih.
BU KEZ DAHA DOĞRU OYNADI
Galatasaray, 1 milyarlık bu takıma karşı İstanbul’da muazzam bir 60 dakika oynadı. Bir ara şut istatistiği 16’ya 3, gol beklentisi de 2,15’e 0,42 idi. Belki o gün sol bekte Kazımcan başlamasa onurlu bir oyundan daha fazlasıyla da ayrılabilirdi sahadan Galatasaray. Temsilcimiz dün İstanbul’daki kadar dominant değil ama doğru bir futbol oynadı Münih’te. Rakibini haliyle üçüncü değil ikinci bölgede karşıladı.
42 ve 43’te Icardi ve Ziyech’le iki net fırsat buldu, faydalanamadı. 61’de yarım omuz farkla Torreira’nın golünden oldu. Her iki ayakta da 75’te skor dengedeydi ama maalesef son çeyreklerde bir çıplak gerçek çarptı yüzümüze: Bundesliga’nın temposu, ritmi, fizik kalitesi Süper Lig’in çok önünde. Bu iki maçta sadece Bayern’le Galatasaray arasındaki değil, Bundesliga ile Süper Lig arasındaki mesafeyi de gördük bence.