DÜN 18’le 30 arasındaki faul dökümü şöyleydi: 18 Skrtel, 18 Djedje, 19 Benzia, 23 Jailson, 24 Bifouma, 25 Ayew, 26 Isla, 26 El Kabir, 28 Hasan, 29 Faty, 30 Oğuz... 38’inci dakikayla 53 arası da şöyle geçti: 38 Djedje, 40 Djedje, 41 İsmail, 45 Jailson, 45 Kubilay, 47 Skrtel, 48 Kubilay, 50 Djedje, 50 Bifouma, 51 Bifouma, 52 Bifouma, 53 Bifouma...
Sizin okumaktan yorulduğunuz, benim yazmaktan utandığım yukarıdaki iki periyodu, sporseverler dün akşam statta ya da televizyonda ciddi paralar vererek izlediler. 18’le 30 arası tam 11 faul oldu dün... Ardından 38-53 arası 12 faul daha! Neredeyse dakika başına 1 faul. Ve biz bu izlediğimiz şeye futbol diyoruz maalesef. Dün ilk 1 saatte tam 30 faul vardı Kadıköy’de. Ve sadece sert fauller için kullanılmış 4 sarı kart! Maçın hakemi Hüseyin Göçek’e soruyorum: Bu stratejik faullü oyunu durdurmayı hiç düşündünüz mü? Son yarım saatte kart elinizde gezip, önünüze gelene gösteriyorsunuz. Peki ilk bir saatte farklı bir kural kitabı mı geçerli? KARTAL’A TEŞEKKÜR ETMELi Futbola gelince... Dün bilet alıp stada gidenlerin sanırım yalnızca İsmail Kartal’a teşekkür etmeleri gerek. İki stoperini aynı dakikada kaybetti; ön liberosunu savunma göbeğine çekti ama hücum düşüncesinde tek bir geri adım olmadı. Hak ederek kazanılmış harika bir 3 puandı dün akşamki. Cocu içinse olumlu şeyler söylemek güç maalesef... Futbol bilgisine elbette çok saygı duyuyorum ama neden hâlâ üçlü savunmada ısrar ettiğini anlayamıyorum. Üç stoper kullanıyorsanız, en azından kanatlardan biri bek özellikli olmamalı, öyle değil mi? Kenarlarda Isla ve İsmail varsa, bunun adı beşli savunma oluyor zaten! Ve siz Kadıköy’de, mütevazı Ankaragücü’nü beşli savunmayla bekleyip, orta sahayı tamamen kaybediyorsunuz. Üstelik Brüksel’de iyi oynayan Hasan’ı da adeta cezalandırmış oluyorsunuz üçlü savunmaya sokarak! Cocu, PSV’de harika bir 4 yıl geçirmişti. Ama burada sanki kararlarını soğukkanlılıkla değil panikle alıyordu. Ve art...