Daha sonra yasağa altyapı sağlayan faktörlerin hangisi halledildi, hangisi ortadan kalktı ki bu uygulamadan vazgeçildi? Bundan bir sene önceydi... Konya’da Beşiktaş’la G.Saray arasında oynanan Süper Kupa maçı zulme dönüşmüş, müsabaka sahaya atılan meşaleler sebebiyle defalarca durmuştu.
O günkü bakan Çağatay Kılıç, kritik bir şey söylemişti maç sonrası mikrofonlara: “Sahada yaşanan olayları görüyorsunuz. Bunlar futbol teröristi. Deplasman yasağının kalkması sadece bir temenni. Net bir karar alınmış değil.”
ÇAKIYLA YARALANDI
Dikkatli okuyucular hatırlarlar, o günlerde de deplasman yasağının kalkmasının zamansız olduğunu ifade etmeye çalışmıştım... Gerekçem şuydu: Sadece son birkaç yıl içinde Türkiye’de bir antrenör saha içinde bıçaklandı. F.Bahçe otobüsü kurşunlandı. Bursaspor ve Beşiktaş forması giymiş bir grup sporsevmez satırlı-bıçaklı meydan savaşı yaptı. Saha içinde bir futbolcunun (Burak’ın) yüzü çakıyla yaralandı, Fernandes’e uçan tekme atıldı. Ve işin acı tarafı, Fernandes’e tekme atan adama “1 yıl spor sahalarından men” gibi komik bir ceza verildi.
NE YAPTINIZ Kİ
Aynı kişi iki hafta sonra başka bir kişinin kartıyla tribünde görüntülendi. Şiddet her geçen sene yükseliyor, form değiştiriyor. Suçlu, suçsuzdan ayrılamıyor. Ve Ağustos 2016 itibariyle Türk futbolunun gündemi, deplasman yasağını kaldırmaktı maalesef! Deplasman yasağı elbette sevimsiz bir uygulama.