Rusya maçına göre tek değişiklikle (Yunus/Oğuzhan) sahaya çıkacaktık, Serdar’ın son saniye sakatlığıyla 2 oldu. Aynen Rusya önündeki gibi geriden pasla çıkma düşüncesinden hiç vazgeçmedik.
Rusya önünde Çağlar-Hasan bağlantısında çok top kaybetmiştik; bu kez Kaan opsiyonumuzun da olması geriden çıkış kabiliyetimizi artırdı. Çok yeni bir takımız, çok genç bir takımız, sonuçlar ne olursa olsun anlayış devamlılığı önemli.
Hücumdaysa henüz çok renkli değiliz. Duran topları paslaşarak etkili kullanıyoruz, bu umut verici. Ancak akan oyunda planlar genelde Cengiz’in sırtında. Roma’lı yıldızımız dün araya mükemmel toplar attı ancak gerek Cenk’in bir süredir oynamadığı için eski seviyesinde olmaması, gerekse Yunus’un gol bölgelerine yeterince girmemesi talihsizlikti. Kaptan Çalhanoğlu da milli takım kariyerinin belki en iyi maçını oynadı ama son vuruşu bir türlü yapamadı.
C Ligi’ne (ve elemelerde üçüncü torbaya) düşmeyi büyük bir yıkım olarak görmüyorum. Bizi “adam gibi adamlar çetesi” dibe vurdurdu; bu gençlerle yeniden doğmaya çalışıyoruz. Bu küçük çaplı bir devrim. Devrimler sancılıdır. Acı çekeceğiz belli. Ama ben inatla, Mart 2019 ‘da başlayacak elemeler için umutluyum.
9 lejyonerle bir ilk
Dün sahaya çıkan ilk
11’imizin sadece ikisi, Hasan ve Mahmut, Süper Lig’de forma
giyiyorlardı. Yanılmıyorsam, bir resmi maçta en fazla lejyoner
kullandığımız gündü bu. Üstelik bu 9 oyuncunun 5’i Türkiye’de
yetişmiş oyuncular. Sanırım 3 yıl önce Süper Lig’de yabancı
sınırını açarken hedeflenen de buydu: Avrupa’nin büyük liglerine
daha fazla oyuncu ihraç etmek. Ve sonra onlardan ulusal takımda
faydalanmak.
Dün sahaya çıkan 11’imizin 7’si, hafta sonu takımlarında ilk 11’de forma giymişlerdi... Hafta sonu yedek başlayan Cengiz Roma’nın, Kaan da Fortuna’nın as oyuncuları... 2 Premier Lig temsilcimiz dışında herkes oynuyor aslında. Sinan, Zeki, Mahmut, Cengiz ve Hakan liglerinde zirve mücadelesi yapan oyuncular. Takımımız genç ama üst düzey maç deneyimleri az değil.
En genç takımın en yaşlı hocası!