Neyse ki son 2 yıldır kurul üstündeki kara bulutlar bir miktar dağılıyor. Önce Marco Van Basten’in FIFA Teknik Gelişim Departmanı’nın başına gelmesi, sonra da David Elleray’in IFAB teknik yöneticisi olarak sorumluluk almasıyla işler hızlandı bu departmanda. Elleray’in geçen yıl futbolun ihtiyaç duyduğu kural değişiklikleriyle ilgili hazırladığı raporun acemiliğini bu sütunda bolca ele almıştık, ama bu sene hazırlanan rapor çok daha profesyonel.
ADİL OYNA!
Raporun ana teması iki kelimeyle özetlenmiş: ‘Play fair’ (adil oyna)... Üç ana amaç var: Birincisi, topun oyunda kaldığı süreyi artırmak. İkincisi, oyuncu davranışını geliştirmek, saygıyı artırmak. Üçüncüsü de adaleti ve çekiciliği yükseltmek.
Türk spor medyasının geneli, bu raporun en ‘seksi’ bölümü olan, oyun süresinin 60 dakikaya düşürülmesi detayıyla gördü bu haberi. Oysa raporda bu kısım, çok küçük bir ayrıntı. IFAB raporu, topun oyunda kalma süresini artırmayla ilgili daha öncelikli iki öneri yapmış: Hakemler, penaltı atışı, gol, sakatlık, sarı-kırmızı kart, oyuncu değişikliği ve baraj kurma sebepli duraksamalarda saati durdurmalı. Böylece devre sonlarında 1-2-3 dakika gibi sembolik uzatmalar değil, gerçekçi ilaveler olacaktır. Ayrıca 6 saniye kuralı, çok daha hassas uygulanmalı. Üstelik bu uygulamalar için bir kural değişikliğine (yani IFAB imzasına) ihtiyaç yok. Hemen bu sezon başında hayata geçebilirler.
Kurul ayrıca, değiştirilen ya da sakatlanan oyuncunun en yakın çizgiden sahayı terk etmesini test etmek istiyor. Saatin oyun her duraksadığında durmasıysa, sadece tartışmaya açtıkları bir madde. Yani kısa vadede böyle bir karar yok. Niyet de yok.
Ben, oyun saati konusunda IFAB’ın yaptığı ilk önerileri gerçekçi buldum. Gol, penaltı gibi durumlarda hakem saatini durdurmalı ve devrelerin sonuna öyle 2-3 dakika değil, gerekiyorsa 8-10 dakika eklemeli. Oynatmama niyeti olan takımların ekmeğine yağ sürülmemeli. Bu sezon Arsenal maçlarında top ortalama 58:10 dakika oyunda kalırken, Crystal Palace maçlarında 52:33 kalıyorsa, bunun bir bedeli olmalı.