Yalnız sanırım Güneş o anda basit bir gerçeği ıskaladı: Beşiktaş, Malatya’da da kazanamazsa, derbiye 6 puanlık farkla girecekti. Bu, onun son değişiklik hakkıydı ama üçlü defansa dönmeyi, oyuna Lens ya da Orkan’ı sokmayı düşünmeyip skoru koruma odaklı bir değişiklik yapmayı tercih etti.
1 DEĞİL, 3 PUANI DÜŞÜNMEK
Bu olaydan tam 24 saat sonra Huddersfield’da bulutlu bir pazar akşamı. Premier Lig’in kritik maçında son 15’e 1-1’lik skorla giriliyor, M. City yalnızca ikinci beraberliğine doğru yol alıyordu. Tabela kalktı: Oyuna bir santrafor, Jesus girerken, bir stoper, Kompany çıktı. Rakip kaledeki baskısını artıran City, maçı Jesus’un yarattığı golle 2-1 kazandı.
Manchester City, Huddersfield’da kazanamasa, namağlup liderliğini sürdürecek, üstelik ikinci United’la arasında da tam 6 puanlık fark olacaktı. Ama Guardiola o anda Huddersfield’dan 1 puanla dönmeyi değil, yalnızca galibiyeti düşündü. Oyuncuları da aldılar o galibiyeti.
Belki de Malatya’da Güneş’in aklından üçlü savunmaya dönmek geçti, ama kulübesine güvenemedi. Zaten belki de Güneş’in bu sezonki en büyük sorunu bu: Sezonda, “Nispeten önemsiz gözüken, asların konsantrasyon güçlüğü yaşadığı” maçları kazanacak adamları kulübede hazır tutmalısınız. Kerim ve Ömer böyle adamlardı, gönderildiler. Kuban’ın 3, Spartak’ın 11 milyon bonservis ödediği Aras yok oldu. Antep’teyken bu tarz maçlarda iş yapabilen Orkan’a şans verilmedi. Beşiktaş şimdi 6 puan geride ve derbiyi kazanmak zorunda. Çünkü Akhisar ve Malatya’ya karşı gözünde ışıltı olan yedeği bulamadı Güneş.
TUDOR-ANCELOTTI HATTI