Sparta Prag saygıdeğer bir proje takımı. Son bir buçuk yılda 35 milyon Euro’ya üç ihracat yapmışlar, Hlozek-HackoCvancara’yı büyük liglere satmışlar.
O parayla bu dengeli takımı kurmuşlar. Başına da çok iyi bir teknik direktör getirmişler. Midtjylland kökenli Brian Priske’nin geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum. Şemasınaorganizasyonuna sadık, ekibinin avantajlarını-dezavantajlarını bilen ve müsabakaları ona göre ele alan bir takım. 180 dakika boyunca hiçbir duran topta doğaçlama yapmadılar, hep çalışılmış set hissi veriyorlar.
ZAYIF KANINI ANLAMIŞLAR
Danimarkalı her hoca gibi Priske’nin de sırrı kanat akınları. İstanbul’da oynadıkları Galatasaray’ı da iyi analiz etmişler, zayıf karnının sol savunma olduğunu kolaylıkla anlamışlar. İlk maçta golleri oradan atmışlardı, Prag’da da daha birinci dakikadan itibaren tüm aksiyonları Galatasaray’ın soluna yığdılar. 6’ncı dakikada Preciado-Laçi sağdan denedi, olmadı. 8’inci dakikada Kairinen-Preciado geldiler, golü atıp döndüler.
1 AYDIR AÇIKLARI GÖRMEZDEN GELİYOR
Okan Buruk’a ne kadar saygı duyduğumu bu sütunun ya da televizyon programlarımızın takipçileri zaten bilirler. Bundan 10 sene önce A milli takımın başına gelmesi gerektiğini yazmıştım, gelecekte de İtalya Serie A’da iyi bir takım çalıştıracağına inanıyorum. Ancak maalesef son bir aydır bir konuda takımının verdiği açıkları görmezden geliyor. Berkan’a karşı oynayan hemen her takımın sağ kanat oyuncusu yıldızlaşıyor: Gaziantepli Sorescu, Samsunlu Zeki Yavru, Sparta Praglı Preciado, Olatunji ve sonradan giren Tuçi... Bu sezon tüm cephelerde toplam 1 golü olan Preciado, Galatasaray’a karşı 180 dakikada 2 gol-1 asistle oynadı. Bu kadarı tesadüf olmamalı sanırım.