ZİNCİRLERİNDEN kurtulmuş iki takım izledik Başakşehir’de. İki ekibin de ligdeki karakterleri benzer: Savunmada kompakt duruyorlar, yirmi pasla değil, 3-4 pasla gole gitmeyi hedefliyorlar. Dün işler biraz değişti doğrusu. Sebep orijinal savunma ayarlarının bozulması mıydı, yoksa erken gelen goller miydi bilmiyorum; ama bir Advocaat takımıyla bir Avcı takımının bu kadar pozisyon vermeleri, çok alışılmış bir durum değil.
CENGİZ UMUT VERİYOR
Hikayeyi biraz da bireysel arızalar belirledi elbette: Genç Faruk, hava toplarında Van Persie’yle baş edemedi; ilk dakikadan itibaren genç kaleciyi zorlayan Hollandalı, sonunda da golü kafayla buldu zaten. Başakşehir’in Faruk dezavantajını Fenerbahçe’de Şener-İsmail dengelediler, Cengiz-Visca’ya hayatlarının en rahat maçını oynattı iki bek.
Tabii Başakşehir’in sağdan yaptığı bindirmelerde soldan içeri girip gol arayan Cengiz’e ayrı bir parantez açmak gerek. Türk kenar oyuncularının kronik eksikliğidir bu konu. Kuyt bu işi harika yapardı, soldan gelişen hücumlarda sağdan girip 15 gol atardı sezonda. 19 yaşında bir Türk gencinin, Cengiz’in bu işleri yapıyor olması, ülke futbolu adına umut verici.
3 FAUL BİRDEN
Ülke futbolu adına can sıkıcı olansa, maç boyunca süregelen çirkinlikler... PFDK’nın verdiği komik cezaların etkisi daha geçmemişken, Avcı-Advocaat polemiği eklendi bir de üstüne. Başakşehirliler yedikleri ikinci golde atışın yerinden kullanılmadığı yönünde itiraz ediyorlar da, esas konsantre olmaları gereken konu bence o faulün nasıl yapıldığı.