Uğur Meleke yazdı.
Hafta sonunda Etihad Stadı, Avrupa’nın en büyük rekabetlerinden birine, Manchester derbisine sahne oldu. Skor çok farklı değildi, 3-1 çok garipsenecek bir sonuç sayılmaz ama oyun, global futbolun geleceği açısından tatsız sahneler içeriyordu: City’li Bernardo 75’inci saniyede maçın ilk gol pozisyonuna girdiğinde henüz hiçbir United’lı topa dokunamamışlardı. David Silva 12’de City’nin ilk golünü attığındaysa United’ın toplam başarılı pas sayısı sadece 5’ti. Üstelik United da esasında Avrupa’nın devlerinden biri!
Galaktik kulüplerin kendi turnuvalarında yarattıkları dramatik fark, City’nin uzay çağı oyunundan ibaret değil: İngiltere’nin yüz küsur senelik lig tarihinde ilk kez 3 takım birden ilk 12 haftayı namağlup geçtiler. Premier Lig’de şu anda ilk 5’te yer alan kulüplerin, son 5’e karşı oynadıkları 20 maçta verdikleri puan sadece 1... Paris St. Germain, Avrupa’nın top 5 lig tarihinde 13’te 13’le başlayan ilk takım. PSG’yi bu sezon tüm rakiplerine birer avans vererek maçlara başlatsanız dahi, başkent ekibi yine 37 puanla açık ara lider olacaktı! Geçen sezon da PSG ve Bayern Münih, 34 maçın tamamında rakiplerine birer avans verseydi dahi yine şampiyonluk ipini göğüslüyorlardı.
EKONOMİK GERÇEKLER
Tabii ki büyüklerle orta sınıf arasında gittikçe açılan farkın
temelinde ekonomik gerçekler yatıyor. İngiltere Premier Lig’in tek
başına yıllık geliri, (Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Rusya
dışındaki) 49 UEFA üyesi ülkenin yarattığı gelirden fazla.
Manchester United, Barcelona, Real Madrid gibi kulüplerin değeri 4
milyar Euro bariyerini geçti. 2008’de Deloitte Para Ligi’nde
Fenerbahçe’nin gerisinde olan Manchester City, bugün yıllık 500
milyon pound gelir barajını aştı.
Büyüklerle orta sınıf arasındaki fark açılıyor. City’ye,
Liverpool’a 2-0 yenilmek artık sevindirici bir durum halini alıyor.
Korkarım ki kaçınılmaz son, yani Süper Şampiyonlar Ligi adım adım
geliyor...
Avrupa Süper Ligi ne demek?
Geçtiğimiz hafta içinde Der Spiegel’in yayınladığı ‘Football Leaks’ belgeleri de zaten, birilerinin bu konuya ciddi biçimde kafa yorduğunu gösteriyor. Sızan belgelere göre 2021’de bir Avrupa Süper Ligi kurulması planlanıyor. City, Liverpool, Barcelona, Real, Bayern gibi 11 kurucunun küme düşmeyeceği, kalan 5 pozisyon için ikinci halka kulüplerin yarışacağı bir süper lig. Şampiyonlar Ligi halen SuperBowl’un da önünde, dünyanın en fazla izlenen spor organizasyonu. Ancak sızan belgelere göre Avrupa’nın galaktik kulüpleri birbirleriyle çok az sayıda oynamalarına imkan veren bu formattan rahatsızlar, İstanbul’a, Borisov’a veya Prag’a gitmektense, birbirleriyle daha fazla karşılaşmayı yeğliyorlar. Sebebi de açık: Daha büyük bir ekonomi yaratmak. Benim tahminimse şu: Avrupa Süper Ligi, günün koşullarında kaçınılmaz son. Yalnız tüm dünyada aşırı sağın çıkışta olduğu şu konjonktürde dev kulüplerin kendi yerel liglerini terk etme ihtimalini pek olası görmüyorum. Bence bir ara çözüm bulunacak: 20 takımlı yerel ligler orta vadede 16’lıya dönecek. Şampiyonlar Ligi de (aynen EuroLeague gibi) 16’lı lig formatına geçecek. Ve önümüzdeki birkaç yıl içinde dünya spor tarihinin en büyük organizasyonu, rekor ekonomik koşullarıyla start alacak: Süper Şampiyonlar Ligi...