İTİRAF etmek gerekirse, çok sevdiğim işimi yapmanın en zor olduğu günler, bu günler...
Bir müsabakada hakem kararları ya da kavgalar, oyunun önüne
geçiyorsa, öyküyü futbol topu üstünden yazmak çok zorlaşıyor.
Birer birer pozisyon değerlendirmelerine girmeyeceğim; dünkü kaosu
özetleyen detay bence şu:
Dün akşam sahada bulunan ya da statta-TV başında karşılaşmayı
izleyen herkes, maçın bir noktada karışacağını hissediyordu.
Herhalde yalnızca bir kişi hissedemedi bunu, o da deneyimli hakem
Fırat Aydınus.
Eğer bir saatlik kaosun başlangıç fitilini ateşleyen Pepe ve
Soldado’ya hak ettikleri zamanda, ilk yarım saatte birer sarı kart
çıkarsaydı, belki de maç o kadar gerilmeyecekti.
Her müsabakanın ruhu farklı. Aydınus bu müsabakada faul düdüklerini
daha zor çalmayı, kartları kolay göstermemeyi planlamıştı.
Ama ilk 10 dakikanın sonunda hakemin bu stratejisinin muvaffak
olamayacağı belliydi. Kartlar erken çıkmalı, maçın kontrolü bu
denli kaybedilmemeliydi.
KÖTÜ NİYETLiLER
Sporcuların son derece kötü niyetli olduğu, hakemin de verdiği
kartların büyük bölümü doğru olmasına rağmen, vermedikleri ya da
geç kaldıkları yüzünden kontrolü çok erken kaybettiği bu maçın
futbol kırıntılarını bulmaya çalışırsak...
İki hocanın da pazar gecesinden dersler çıkardığını söyleyebiliriz
rahatlıkla.
Güneş, Fenerbahçe’nin önde baskısına fırsat vermemek için kendi
takımına santrayla birlikte önde pres talimatı vermiş. Bu strateji
de erken meyve verdi, ilk çeyrekte iki pozisyon, bir de gol
buldular bu taktikle.
Kocaman’sa sadece bütüncül durmakla, taktik disiplinle derbi
kazanmanın zorluğunu fark etmiş, iki yetenekli Ekici ve Soldado’yu
11’de başlatarak h&...