Euro 88’i alan Hollanda, F.Bahçe gibi 4-4-2 oynuyordu. Bir forveti pivot Van Basten, diğeri oyun da kuran Gullit’ti. Frey veya Slimani’den birinin yerine bağlantı oyuncusu alınmalı.
ErwinKoeman’ın harika bir futbol oynadığı Euro’88 finalinde de Hollanda, bugünkü F. Bahçe gibi 4-4-2 oynuyordu. Ancak forvetlerden biri pivot Van Basten; diğeri gezen, dolaşan, oyun kuran Gullit’ti. Antrenör Koeman’ın iki tane 1,90’lık santrforla oynattığı şeyse bu değil. Koeman şimdiden transfer çalışmasını yapmalı, devre arasında Frey-Slimani’den birini kulübede oturtacak, bağlantı adamını bulmalı. Ya da Benzia’yı kazanmalı. Koeman’ın F.Bahçe’deki ilk bir ayında yaptığı hamleler bilgelik içeriyordu: Savunmayı dörtlüye çevirmesi, Reyes’ten vazgeçmesi, Eljif’i sabitlemesi ve liderliği Valbuena’ya vermesi. Ancak F.Bahçe’nin limitleri belli. Her şeyi doğru da yapsanız, takımın kapasitesi bu. En önemli sorunu da, ileri ikilisinin iki tane 1,90’lık devden oluşması. Olur da Slimani-Frey ikilisi vurduğunuz yüksek topları indirebilirse oyun var. Oraya o topları atamaz ve indiremezseniz futbol yok.
Dün Koeman’ın 45’te bir santrforunu çıkarıp Ekici’yi sokmaması, en büyük hatası. Maçın büyük bölümünün tek hâkimi olan, 75 dakika boyunca oynadığı futbolla gözümüzün pasını silen Trabzon’unsa bu sezon bu harika performansı ikinci kez sergilediğinin altını çizmem gerek: İlki G.Saray maçının ilk devresiydi. İkincisi de F.Bahçe önündeki 75 dakika... Ve bu iki maçın ortak özelliği, sahada Burak Yılmaz’ın olmaması. Trabzon’un bu yılki özeti şu: Sahada Burak varsa gol var. Burak yoksa oyun var. Sahada Burak olduğunda Trabzon takımının tamamı ara pası atma yarışına giriyorlar. Burak ara pasını alabilirse gol şansı yüksek. Ofsaytta kalırsa, bir deneme daha! Ama Burak sahada yoksa, bambaşka hücum planları devreye giriyor. Abdülkadir driplingler deniyor, çizgiye inmeye çalışıyor. Nwakaeme içeri çekip tehlikeli şutlar atıyor. Pereira-Novak kenar oyunları oynuyorlar. Daha da önemlisi, Yusuf oyun kuruyor, şut atıyor, sahaya zekâ koyuyor. Trabzon, Burak sonrası bir devrimin kıyısında. Devrim sancılıdır, elbet acı çekilecek. Devrim üzücüdür, bazen kendi evlatlarını da yer. Ama umutluyum ben bu devrimle ilgili...
MAÇIN RAKAMI
Mücadelenin ilk 45 dakikasında Trabzonspor tam 12 şut attı Fenerbahçe kalesine! Sarı lacivertli takımın ise Valbuena ile bulduğu 2 serseri şutu vardı sadece. Söz konusu ilk 45’te Yusuf Yazıcı tek başına 6 şut çekti. Biri direkten döndü, biri de penaltı kazandırdı.
MAÇIN DETAYI
Dünya futbolunun trend belirleyen koçları bu aralar taç atışlarından çok fazla bahsediyorlar. Süper Lig’deyse taç atışlarıyla fark yaratan belki de tek takım Trabzonspor. Gerek Pereira, gerek Novak’la atılan taçlar bazen korner efekti yaratabiliyorlar.