Her şeyden evvel, TFF’nin kupa-lig planlamasında Galatasaray’a büyük bir adaletsizlik yaptığının altını tekrar çizmek gerek: Beşiktaş ve Fenerbahçe lig-kupa-lig fikstürlerini 10 günde oynarlarken, Galatasaray’ın 3 maçı 7 güne sıkıştırılmamalıydı. Arada 1 gün fark olabilir, ama toplamda 3 günlük fark olmamalı.
Ancak bu adaletsizlik, Galatasaray’ın inişli çıkışlı oyunları için tek başına yeterli bir mazeret değil. Çünkü dünyada 7 günde 3 maç oynayan ilk takım Galatasaray değil, sonuncusu da Galatasaray olmayacak. Galatasaray’la aynı saatlerde Tottenham’la karşılaşan Manchester United aynı kaderi yaşıyor mesela. 15, 18 ve 21 Nisan’da Galatasaray’la aynı saatlerde oynadılar 3 maçı. Ama Mourinho, Çarşamba akşamı Bournemouth müsabakasına tamamen işe yaramaz gördüğü oyuncularla değil, karma bir takımla çıktı. Fatih Terim’inse kupadaki Akhisar maçı kadrosu seçimi 2 sebeple hatalıydı: 1)Kadroyu Muslera-Fernando dışında tamamen değiştirdiğinizde net bir as-yedek ayrımı oluşuyor. Akhisar önünde oynayan oyuncu da tam konsantre olmuyor, çünkü biliyor ki ağzıyla kuş tutsa da Alanya’da 11’de olmayacak. Ayrıca Başakşehir 11’i oyuncuları da hiç tehdit hissetmiyor, çünkü biliyorlar ki onlar aslar. Dün gece Belhanda ve Feghouli 70’er dakika saha elleri bellerinde dolaşabiliyorlar mesela. 2)Akhisar tam bir kontra atak takımı. Fenerbahçe’yi yenmiş, Trabzon’u yenmiş. Galatasaray’a ligde korkulu rüya yaşatmış. Onlara karşı böyle “11 benzemez”le çıkıp yenilmek, bir kazanma serisi üretme şansınızı da ortadan kaldırıyor. Oysa 4-5 temel aksamı koruyup, karma bir ekiple sahaya çıksanız hem yeni oyuncular kazanma şansınız var, hem de maçı... Dün gece Alanya’da Galatasaray, yine Gomis’in muazzam oyun görüşüyle bir şeyler üretiyor ama durum 2-0’ken bile bir şeylerin ters gittiği hissediliyor. Ön tarafta bir hareketsizlik var, bütüncül hareket eden bir takım yok. Belhanda gamsız, Terim de onu muhtemelen daha erken değiştirmeyi düşünmüşt&uu...