O gece oradaydım, ikide sıfır yapan Belçikalı gazetecilerle konuştuklarımı iyi hatırlıyorum: “Biz 2004’e-2006’ya-2008’e-2010’a katılamadık; belli ki 2012’yi de pas geçeceğiz. Beşinci torbaya geriledik. Bizim seviyemizde bir futbol ülkesi böyle bir dip yaptıysa neşter kaçınılmazdır; bu çocuklara erken şans vermek zorundayız. Bugün kaybedeceklerini tahmin ediyorduk, ama birlikte oynama becerilerini geliştiriyoruz. 2014’ten umutluyuz.”
O sırada erken şans verdiklerini söyledikleri çocuklar Lukaku, Hazard, Fellaini, Alderweireld, Kompany, Dembele, Mirallas, Defour ve arkadaşları, bugün Rusya 2018’in favorileri arasındalar. Bizim o gün sahaya çıkan 11’imizden bugün kadroda olan tek isimse İsmail Köybaşı.
BELÇiKA GiBi YAPMALIYIZ
Türkiye Milli Futbol Takımı, 2010’a-2012’ye-2014’e-2018’e katılamadı. Euro 2016’da son 16’ya kalamadı. Yani 10 yıldır biz de kıtanın son 16’sına giremiyoruz, böyle bir başarısızlık sürekliliği yaşayan bizim seviyemizde her ulusal takım, sert bir dönüşüme mecburdur. Bazı oyunculara erken teşekkür eder; bazılarına da gereğinden erken şans verir. Arnavutluk kadromuz da, bizim yapmak zorunda olduğumuz bu dönüşümün mecburi ürünüydü.
Evet, bazı oyuncular sanki olması gerekenden daha erken ordalar hissi doğuruyorlar içimizde. Ama aynen Belçika gibi, biz de bunu yapmaya mecburuz. Bu yepyeni kadromuzun Arnavutluk’a 3-2 yenilmesinin de kamuoyunu bu kadar şaşırtmasını anlayamıyorum doğrusu: 2018 elemelerinde Arnavutluk, İtalya-İspanya’lı grubunu üçüncü bitirmiş. Bizse dördüncü. Onlar da 4 galibiyet almış, biz de. Euro 2016’ya aynen bizim gibi 3 puanla veda ettiler. Şu an ulusal takım seviyemizin Arnavutluk’un üstünde olduğunu kim söyledi ki bize? Neden bu rakibi küçük görme hali?
SORUN İLETİŞİM