İtalyan hocanın kazandırdığı adamlar dün geceye damga vurdu.
Ulusal takımımızın Hırvatistan maçında bir ‘Adana Demir 4-4- 2’si oynadığının altını çizmiştim. Rakip oyun başlatırken Hakan, Barış’ın yanında ikinci santrfor gibi prese liderlik etti. İsmail de oldukça önde oynadı, presin ikinci hattıydı.
Hırvatlar geriden pasla çıkmaya çalışırken çokça hataya zorladık onları. Hırvatlar önünde başarıyla uyguladığımız bir başka strateji de, rakibimizin tamamlayamadığı atak dönüşlerinde yarattığımız pozisyonlardı. Salih-Hakan pas istasyonu olarak, Kerem-Barış da koşucu rolleriyle bu pozisyonların kahramanlarıydılar. Ancak dünkü Letonya maçının hikayesi farklı gelişecekti. Bu, maça 4 gün kala da, 4 saat kala da belliydi. Çünkü Kazakevics’in talebeleri ne geriden pasla çıkacaklardı, ne de ofansta tamamlayamadıkları hücumlardan dönüşlerde sıkıntı yaşayacaklardı. Onlar sağlam bir blok halinde bekleyecek, topu yüzde 65-70 bize verecek ve direneceklerdi. Skor 1-0 olana kadar maçın öyküsü buydu zaten.