Geçtiğimiz günlerde gazetelerde gördüğüm bir fotoğraf, canımı sıktı bir kez daha: Semih Kaya, A takıma yeni katılan 4 genç futbolcunun saçını kesiyor fotoğrafta... Söz konusu tıraş sonucu da ortaya birbirinin aynı 4 tane kel adam kalıyor. Bu aptal fotoğrafta gördüğüm dünyanın gelmiş geçmiş en saçma geleneğinin bin tane handikabı olduğunu yıllardır anlatmaya çalışıyorum bu sütunda: Birincisi, bu çocukları kalabalıktan ayrışmaya en çok ihtiyaçları olduğu dönemde sıfır numara saçla aynılaştırıyorsunuz. Zaten çocukların bulabildikleri şans, Macar sekizinci lig takımına karşı oynadıkları 15 dakika topu topu. Orada da benzer tipleriyle hangisi Ozan, hangisi Samet ayıramıyoruz hiçbirimiz. İkincisi, 17-18 yaşındaki adamın bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğu şeyi, özgüvenini zedeliyorsunuz
İLKEL BİR GÖRÜNTÜ
Adam aylarca aynada kendi gibi hissedemiyor belki de... Üçüncüsü, Türk futbolunun en büyük yaralarından birini, abi-kardeş müessesesini güçlendiriyorsunuz. Oysa bu çocukların idmana çıkarken karşılarında 20 ağabey değil, 20 eşit sporcu görüyor olmaları gerek. Bu ülkede bazı şeyler, Ozan Kabak’ın Selçuk İnan’a duyduğu saygının aynısını Selçuk, Ozan’a duyduğu zaman düzelecek.
Bu ilkel saç tıraşı fotoğrafını görünce, an itibariyle Süper Lig’in, neden UEFA üyesi 54 lig içinde en yaşlı ikinci turnuva olduğunu daha iyi anlayabiliyorsunuz. Hollanda’nın 24, Belçika’nın 24,6, Almanya’nın 24,9, Fransa’nın 25,4, tecrübeyle eş anlamlı İtalya’nın bile 25,8’e kadar çektiği yaş ortalaması, bizde son transferlerle 26,9’a çıkmış durumda...