Dünyada futbolcu sözleşmeleri 30 Haziran, Türkiye’de 31 Mayıs’ta bitiyor. Kulüpler, bu 1 ayda kendi ayaklarına sıkıyorlar aslında... Umarım bu durum ivedilikle değişir.
BU sezonun Türk futbolunda bir, ‘sessiz devrim yılı’ olduğunu düşünüyorum ben. Evet belki finansal fair-play kriterleri motivasyonuyla bu devrime zorlandık; ama orta vadede UEFA kısıtı ortadan kalktığında da mâli disiplin melekesinin süreceğine inanıyorum.
90’lı ve 2000’li yılların en meşhur söylemlerinden biriydi, “Beşiktaş’ta/Fenerbahçe’de/Galatasaray’da transfer bitmez” lakırdısı. Fenerbahçe’nin 49 futbolcuyla sezon açtığı, Avrupa’da her yenilginin ardından Atatürk Havalimanı’na bir uçak inip içinden bir siyahi forvet çıktığı günler çok uzak değil. Bu sezonsa şu anda Beşiktaş, transfer markette 9,5 milyon Euro artıda. Galatasaray, denk bütçede. Fenerbahçe ise sadece 3 milyon Euro ekside. Yaklaşık 10 milyon artıdaki Beşiktaş’ın bu sezon, ‘sattığın kadar alabilirsin’ kısıtlamasından çıktığını da not etmek gerek. Ben Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da bu kısıttan çıktıklarında aynı transfer tavrını sürdüreceklerine inanıyorum.
Bence sırada 2 önemli devrim daha var: Birincisi, 8 Temmuz’da benim bu köşede dile getirdiğim, Inter-Milan örneklerini hatırlattığım, 4 büyüklerin birbirinden futbolcu alması gerektiği konusu. Sonraki günlerde Terim ve Albayrak’ın da görüşümü benimsemelerinden mutluluk duydum doğrusu.
İkincisi de, tüm dünyada futbolcu sözleşmeleri 30 Haziran’da biterken, Türkiye’de 31 Mayıs’ta bitmesi garabeti. Kulüpler, bu 1 aylık anlamsız kayıpla kendi ayaklarına sıkıyorlar aslında. Umarım bu devrimleri de ivedilikle gerçekleştirir kulüplerimiz...
ÇOK YAKINDA POZiSYONLAR SAATTEN iZLENECEK
PAZAR akşamı Türk futbolunda tarihi anlara şahitlik ettik; ilk kez en üst seviye bir maçta VAR uygulandı, ilk kez monitöre gidildi, ilk kez 4 oyuncu değişikliği hakkı kullanıldı. İnsan böyle tarihi anlara tanıklık edince, “Acaba bundan sonra ne olacak” diye kafa yormaya başlıyor sanırım!