PAZARTESİ sabahı Hürriyet’te çıkan o küçük ama etkileyici haberi görmüşsünüzdür umarım: Pazar günü aynı saatte oynanan iki maçta Akhisar, Fenerbahçe’ye karşı toplam 176 pas yaparken; City’li İlkay, Chelsea önünde tek başına 167 isabetli pas sayısına ulaşmış.
- Haberi okuyanların zihninde birkaç benzer düşünce belirmiştir muhakkak... City’nin akıl almaz pas oyununa saygı duyuyoruz hepimiz. Ya da Akhisar’ın topla az ama efektif oynadığını da düşünmüşsünüzdür elbette. Ancak bu iki pencerenin dışına çıkıp, başka bir pencere açmak istiyorum ben bu noktada: Pazar akşamı City-Chelsea maçında iki takımdaki 28 futbolcunun toplam pas sayısı 1294... Aynı saatte oynanan Fenerbahçe-Akhisar maçındaysa iki takımın toplam başarılı pas sayısı 503.
- Bu sayıların City-Chelsea gibi özel yeteneklilerle dolu iki takımın maçına özgü olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu hafta sonu Premier Lig’de oynanan Swansea-West Ham maçında 962, Leicester-Bournemouth müsabakasında da 812 başarılı pas var toplam. Yani Premier Lig’in alt sınıf-sıkıcı bir müsabakasındaki pas sayısı bile, Süper Lig’in bir büyük maçının yüzde 50 üstüne çıkabiliyor.
- Bu uçurumun sebeplerinden biri elbette kalite farkı. Ama Bournemouth, Swansea, West Ham gibi örnekleri de hesaba katıyorsak, meseleyi asla yalnızca kalite farkıyla açıklayamayız. Süper Lig’in çok daha farklı ve büyük bir problemi var: Faul, kart ve itiraz sorunu.
*
- Pazar gündüz seansında Süper Lig’den Konyaspor-Malatyaspor maçını izliyorum. 80’inci dakikada ekranda bir faul istatistiği paylaşılıyor: Konya’nın 15 faulüne karşılık Malatya yalnızca 3 faul yapmış o dakikaya kadar... Kartlarda ise durum 1-1. Mehdi’nin rakip takımın tamamından daha fazla faulü var ama henüz kart görmemiş. Süper Lig’de birçok müsabakada olduğu gibi tek tarafın önde stratejik faul yaptığı ve hücum kestiği bir maç oynanıyor ama kartlar çıkmıyor.
FIRAT AYDINUS NEYİ BEKLEDİ?