BU ülkede hemen her alanda yaşanan,
“kalabalıkların peşinden gitme” arızasının, çok
bağıranın haklı olduğu sanrısının temelinde basit bir gerçek var:
Birçoğumuz kötü çocukluk dönemleri geçirdik.
Yetenekli değildik, resim yapamıyorduk, enstrüman çalamıyorduk. Ya
da ailemizin eve bir piyano alıp koyacak gücü yoktu. Güzel
değildik, sınıfın en çalışkanı değildik, kızları-oğlanları
etkileyecek bir artımız yoktu aslında. Kalabalıktan ayrışamıyorduk.
Kalabalıktan ayrışamayınca kalabalıklara katılmayı yeğledik. Madem
birey olarak bir şey ifade etmiyoruz, o zaman yaşasın çoğunluğun
hegemonyası. “Yaşasın Beşiktaş, Fener, Gassaray; var olsun
A Partisi, B Partisi, C Partisi...”
Z JENERASYON VE ‘EKSİKLERİ’
Bu,
“değerli birey olamama” probleminin en güçlü
tezahür ettiği alan da sosyal medya oldu haliyle. Çünkü anonimsin,
yasalardan azadesin. Küfrediyorsun, bağırıyorsun, çağırıyorsun.
Saygısızsın, kural tanımazsın, bu yolla kalabalıklardan ayrışmaya
çalışıyorsun ve üstelik bunu havalı bir şey sanıyorsun.
AMERİKALI tarihçiler Howe ve Strauss’un muazzam bir yeni nesil tarifi var: 90’lardan sonra doğanlara “Z jenerasyonu” diyorlar. ‘Doğuştan dijital’ onlar. Teknolojinin içine doğdular, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tüm bilgiye arama motorlarıyla ulaşabilmek, “Z nesli” için sıradan. Ama bu dijital doğuş, önceki nesillerdeki karakteristik özellikleri de bazılarında eksik bırakmış: Bir şeye ulaşmak için çabalamak, sabretmek, bireysel faydanın yerine toplumsal faydayı koyabilmek. Geçen ay Kafa Dergisi’nde yazmıştım bu satırları; bu neslin birçoğunun mottosu, “dünyaya bir kez geliyorsun”a indirgenmiş. Sanki kendisi dışındaki 7 milyar insan, dünyaya 10. kez geliyormuş gibi!
EN BÜYÜK YANLIŞIMIZ!
BU, “sosyal medya” denen, asla
homojenik ve rafine olmayan yapının çok bağırıyor olması, kamu
görüşü zannedildikçe zorlaşıyor işler. Yaş ortalaması düşük,
coğrafi dağılımı dengesiz, eğitim dağılımı belirsiz. 2 bin 500
kişiyle anket yapacak olsanız, deneklerin 2 binini 15-20 yaş
grubundan, bin 500’ünü büyük şehirlerden mi seçersiniz? Yoksa her
yaş grubu, sosyal statü ve kentten dengeli biçimde mi bulmaya
çalışırsınız denekleri?
Sosyal medyanın görüşünü kamu görüşü sanmak asla gerçekçi değil. Bunları bu kadar kontrolden çıkaran şey, tam da bu. Homojenliği ve dahi gerçekliği tartışmalı bir grubun görüşünü, kamu düşüncesi sanmak.