Gözden düşmüş, iyice geri plana itilmişti…
Ait olmaya çalıştığı mahalleden fena halde dayak yiyince sinmiş,
hatta “ayar vermeye” pek meraklı olduğu
Doğan Medyası hakkında kendisine ilişilmedikçe
yazı yazmayacağını bile ilan etmişti!..
Ancak, aradan geçen zaman içinde yazdıklarının, yaptıklarının
unutulduğu kanısına varmış ya da unutulmaktan, iyice dışlanmaktan
korkmuş olsa gerek ki yine “Vatan-Millet-Sakarya”,
“kahraman devlet görevlileri”, “vatan hainleri” yazılarına
dönüş yaptı. Kendisini gayet iyi tanıyorsunuz; adı Cem
Küçük!..
Bu muhterem, dün FETÖ ile muhabbeti arşivlerden taşan gazetesi
Türkiye’deki köşesinde, yerlerde sürünen, yalan ve iftiranın
zirvesini zorlayan bir yazı kaleme aldı… Önce her zaman yaptığı
gibi “Göğsü iman dolu Müslüman Türk Milleti”nden başlayıp,
Mehmetçik’i, polisi, savcıları, hakimleri, Milli İstihbarat
Teşkilatı’nı bi güzel yıkayıp yağladıktan sonra şu
satırları yazdı:
-Bizler Afrin Harekatı’mıza giderken ayrılık gayrılık
olmasın diye tüm medyayı bir tuttuk. Son derece iyi niyetli
davrandık. Hakkında FETÖ’nün gizli yayın organı olduğu konusunda
dava süren ve sahibi yurtdışında kaçak olan Sözcü’ye, hatta
Odatv’ye bile eşit davrandık!..
Ne kadar alicenap,
nasıl vicdanlı, ne denli insanca bir davranış!.. Peki, sonra ne
olmuş, ne değişmişti acaba? Küçük tetikçinin yanıtı şöyle:
-Ama şimdi bu güzel birlik ortamını bozan, milli
bütünlüğümüzü ifsat etmeye çalışan yine bu yayın organları oldu.
Çünkü huylu huyundan vazgeçmiyor. Bu yayın organları ordumuzun
başkomutanı olan Cumhurbaşkanımızın yeminli
düşmanlarıdır!..
-Bu tiplerin Fetullahçı çetelerden hiçbir farkları olmadığı tespitini yapan da soruşturmaları de...