Mesela, AKP’nin İstanbul’daki seçim stratejisini tek sözcükle
şöyle değerlendiriyor:
–Dökülüyor!..
Ben de aynen böyle düşünüyorum!..
Örneğin şu soruyu soruyor:
–Kürt oylarının en stratejik oy niteliği kazandığı bir ilde
“Mitili atma” hamlesi akıl karı mıydı?..
Tamamen
katılıyorum!.. Zaten Bahçeli bunu hayata geçirmedi ya da
geçiremedi! Ayın 14’ünden sonra geleceği söyleniyor ama geçmiş
olsun!..
Dikkatinizden kaçmadığına eminim, İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, adeta Binali Yıldırım’ın önüne
geçmiş durumda; öyle ki, dışarıdan kimin aday olduğunu bilmeyen
biri gelse, Soylu’yu aday sanır, o kadar yani!..
Bir tek o olsa yine iyi; Numan Kurtulmuş birden
sahne alıp “Seçim sonrası siyasi tövbe edeceğiz”
diyerek başrole soyunuyor… Bunun yankısı bitmeden Nurettin
Canikli çıkıyor, Topal Osman’dan dem
vurup, iktidar partisinin başını belaya sokan “Pontus
meselesini” bir kez daha sahne ışıklarının altına
çekiveriyordu… İktidar cenahında da yankı bulan, aklı başında
partilileri çileden çıkaran olay, neredeyse
“Konstantinopolis mi istanbul mu” saçmalığına dek
getirilmişti…