Sevgili Duygu Asena‘nın ortalığı ayağa kaldıran kitabının adıydı:
–Kadının Adı Yok!..
Uzun, çok uzun yıllar önce yazmıştı; kadının nasıl örselendiğini, incitildiğini, haklarının nasıl çiğnendiğini, ölesiye dayağa yatırıldığını, hürriyetinin nasıl kısıtlandığını, ikinci, üçüncü, beşinci sınıf yerine nasıl konulduğunu anlatıyordu… Bir de “namus”, “töre” adı altında nasıl öldürüldüğünü tabii!.. Sözlerini Aysel Gürel’in yazdığı, Sezen Aksu’nun seslendirdiği “Ünzile” şarkısının milyonlar tarafından hüzünle, gözyaşları içinde dinlendiği yıllardı…
Askere gittiğimde Duygu’nun o kitabı nasıl büyük bir isabetle, hedefi tam 12’den vururcasına yazdığını bizzat yaşayarak anlamıştım… Tunceli’nin bir mezrasında sabahın 5’inde okula gitmek üzere yola çıkan kocaman gözlü Sema’yı görünce çok şaşırmış, saatlerce yol tepen bu kızcağıza hem hayranlık duymuş hem de acımıştım. Daha sonra ailesinin evine uğrayıp ağabeyi ile konuştuğumda aynen şöyle demişti:
–Durduramıyoruz, ille de okuyacağım diyor bey; halbuki okudukça değeri düşüyor, kimse almaz artık onu buralarda!..
Bu büyük acımasızlığı daha sonra ilk kitabım “Vur Emri- Bir Asteğmenin Tunceli Anıları” kitabımda anlatacaktım..