Demek ki bana malum olmuş!..
Şaka yapmıyorum; daha iki gün önce yazdığım yazının mürekkebi bile
kurumadı!.. Yazımın başlığı şöyleydi:
-Kıbrıs satışa gelirse!..
O yazıda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in 28
Haziran'da yapılacak ikinci Kıbrıs Konferansı öncesi, önkoşul
olarak “Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini” istediğini
belirterek “bu cüreti nereden buluyor, bu terbiyesizce açıklamayı
nasıl yapabiliyor?” diye sormuş, yanıtını da kendim vermiştim:
“By Anastasiadis, arkasına aldığı Avrupa Birliği ile şimdi işte bu
güvencenin ortadan kalkmasını isteyecek kadar şımarmış durumda!..
Ege Denizi'ndeki 18 adamızı yıllar içinde birer ikişer işgal
ettiğinde Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerden çıt bile çıkmadığını
görünce, niçin bu denli cüretkar olmasınlar, neden şımarmasınlar
Tanrı aşkına!..”
EOKA kafasının formülü son derece basit, bir o kadar da sonuç
alıcıydı aslında; “Türk askeri gider, Ada'daki Türk halkının kaderi
elimize teslim edilir, biz de onu bir kaç yılda öğütür, Kıbrıs'ın
tümüne konarız, olur biter!..” Bu kadar kolay olacaktı yani…
Yazının sonunda ise şu tarihi uyarıyı yapmıştım:
-Türk askerinin Kıbrıs'tan gönderilmesi demek; Kıbrıs Türk
Toplumu'nun tecavüzcüsünün ve soykırımcısının insafına terk
edilmesi demektir!..
Bu günaha omuz veren altında kalır!