17 yıllık iktidarlarında Türkiye’yi, dünyanın en yalnız, itibarı
yerlerde sürünen bir ülke konumuna sürüklemeyi de becerdiler!..
O koltuklara gelmelerinin temel nedeni olan Cumhuriyete savaş
açtılar; kurucusuna “Ayyaş” dahi dediler,
diyebildiler… Daha seçimden iki gün önce, Cumhuriyetin bir
üniversitesinde “siyasidir” gerekçesiyle İstiklal
Marşı’nın okunmasını engellerken, bir terörist başının ayağına
kadar gidip “seçimi kazanmak için” mesaj isteme
zavallığında dahi bulundular!..
Ülkeyi, “kapalı”, “yarı açık” ve “açık” cezaevine çevirdiler;
cezaevlerinde yaklaşık 300 bin kişiye, dışarıda on milyonlarca
yurttaşa korku, endişe ve yokluk içinde karanlık yıllar
yaşattılar!..
81 milyonluk ülkenin neredeyse dörtte üçünü açlık ve yoksulluğa
mahkum ettiler; halkın feryat, figanı Saray’lara, lüks konutlara,
en pahalısından ciplere, Mercedes’lere, Audi’lere ulaşamıyordu
tabii!..