Yıllardır aklımda dönüp duran soruyu paylaşayım önce:
-Bu ülke, bunca hırsızı, uğursuzu, sahtekarı, kadın katilini, çocuk istismarcısını nasıl üretti!
Mesleğim gereği, her gün tüm gazeteleri, haber sitelerini, yabancı medyayı tararım. Bir zamanlar zevkle, hevesle yaptığım bu işi artık azap içinde hatta zaman zaman tiksinti duyarak yapıyorum ne yazık ki!
Yukarıda saydığım kepazeliklerin en az birkaç tanesi kapsıyor gazetelerin birinci ya da üçüncü sayfalarını; aklınıza gelebilecek her türlü sapkınlık, akla hayale sığmayan dolandırıcılık öyküleri, canavarca cinayetler, intihar vakaları süslüyor manşetleri…
Daha bir hafta önce İstanbul’da 37 insan sahte içki nedeniyle yaşamını yitirdi mesela… Yurtdışına ithal ettiğimiz tarım ürünlerinin kanserojen madde içerdiği gerekçesiyle iade edildiğine tanık oluyoruz her Allah’ın günü! Diğer taraftan da ekili ürünlerin para etmediği gerekçesiyle hasadından vazgeçildiği, çürümeye terk edildiğini okuyoruz!
Denetimsiz, isteyenin dilediği şekilde at oynatabildiği, parası olanın istediğince şımarabildiği hatta “Türkiye’yi satın alırım ulan” diye nara atabildiği bir ülkeden söz ediyorum! Peki ya toplum ne yapıyor, ne ediyor sorusunu sorduğumda ise karşıma ne çıkıyor biliyor musunuz?