Büyük devrimci, Ankara’da öğretmenleri toplayıp konuştuğunda daha Kurtuluş Savaşı bile bitmemişti!
Mustafa Kemal savaşın sonunu, kazanacağını görmüştü ama asıl büyük savaşın bundan sonra yaşanacağını, devasa sorunların daha ilan etmediği Cumhuriyeti fena halde zorlayacağını biliyordu...
Biliyordu çünkü önce Birinci Dünya Savaşı’nda, Çanakkale’de, Yemen’de, Galiçya’da, ardından Kurtuluş Savaşı’nda ülkenin yetişmiş evlatları şehit olmuştu... Cumhuriyet ilan edildiğinde ülkenin nüfusu 11 milyon, okur yazar oranı ise yüzde 7 civarındaydı. Bu oranın yüzde 4’ü ise ekalliyete yani azınlıklara aitti!.. Düşünebiliyor musunuz; koca memlekette okur yazar oranı yüzde 3’ü zor buluyordu, Anadolu’da daha dört tekerlekli araç görmeyenlerin sayısı görenlerin çok üzerindeydi... Gayrı safi milli hasıla, yani kişi başına düşen gelir ne kadardı biliyor musunuz?
* 0, yazıyla sıfır!
Bu vahim durumun farkında olan Mustafa Kemal, öğretmenlere “asıl büyük savaşı sizler vereceksiniz” diyordu!.. Mustafa Necati gibi sapına kadar devrimci, Cumhuriyetçi bir milli Eğitim Bakanı’nın önderliğinde büyük bir eğitim seferberliği başlatıldı. 1928’de hiç kimsenin inanamadığı Harf Devrimi üç ay gibi akıl almaz bir sürede hayata geçirildi. İşte bu devrimden sonra müthiş bir atılım yapıldı; ülke genelinde 4 bin “Millet Mektebi” açıldı... Osmanlı’nın son 200 yılında basılan kitap sayısı 30 bin iken 1927-43 yılları arasında basılan kitap sayısı 31 bine ulaşmıştı!..
Harf Devrimi sonrasındaki 5 yıl içinde bu Milet Mekteplerine 2 milyon 300 bin kişi devam etti ve diploma aldı. Bu sayının 458 bini kadındı... 1935 istatistiklerine göre okuma yazma oranı yüzde 19,2’ye çıkmıştı. Halkevlerine 1938’de 6 milyon 642 bin yurttaş devam ediyordu...