Geçen gün telefonuma bir mesaj geldi…
Şahane bir hikaye ile “kıssadan hisse” bölümlerinden oluşuyor, bayıldım!.. Önce hikayeyi paylaşayım:
“Ceviz kurdu… Bir tür tırtıl… Gireceği kadar bir delik açıp cevizin içine girer… Cevizin içi insan beynine benzer, başlar yemeye…
-Buraya kadar normal!..
Yedikçe şişmanlar, karnı büyür… Yeteri kadar yükünü tutup doyunca gitmek ister, ama girdiği delikten çıkamaz!.. Daha da kötü olanı; içi yenilince, ceviz de kurumuş ve sertleşmiştir, deliği genişletmek de artık olanaksızdır!.. Kurtçuğun delikten geçip dışarı çıkabilmek için tek çaresi vardır:
-Zayıflamayı beklemek!..
Aç kaldıkça zayıflar, sonunda eski cılız haline döner… Ve bir gün dışarı çıkar… Çıkar ama mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk kalmıştır…
-Bir de içsiz ceviz!..”
Hikaye böyle… Pekii, hani bunun “kıssadan hissesi” diye soracaksınız tabii… Asıl bayıldığım, asıl ders alınması gereken bölüm de o zaten…
-Artık, güler misiniz yoksa ağlar mısınız bilemem!..
Yalanla, dolanla insanların beynine girdiler… Onlar semizleşip zenginleşirken, ülkenin içi boşaldı… Tam 35 bin malvarlığı yok edildi; içinde fabrikalar, limanlar, tersaneler, santraller de vardı, çocukların oynadığı parklar da…
Tarihinde ilk kez, dünyanın üç büyük kredi derecelendirme kurumu (Moddy’s, S&P, Fitch) aynı zamanda kredi notunu düşürüp, ülkeyi “riskli ülke” ilan ettiler… 30 uluslararası dev yatırımcı ülkeyi terk etti… Sokaklarında eşkıyaların dolaştığı, yargısız infazların yapıldığı, hukukun olmadığı, bebeklerin bile hapishanelere kapatıldığı, insani duyguların yitirildiği, toplumun birbirine düşman kamplara bölündüğü, kan-revan, ilkel bir ülkeye döndü o gü...