Dün biraz hüzünlü, biraz buruktum..
Dün 80 yıl öncesini, 80 yıl sonrasını uzun uzun düşündüm. Son
dilimine bizzat tanık olduğum, bir insan ömrü sayılabilecek süreçte
bu ülkenin nereden nereye sürüklendiğini yalnızca satırbaşlarıyla
anımsamaya çalıştım. Siz hiç aynı anda hayranlık, gurur, öfke,
tiksinti, dehşet, umutsuzluk, umut gibi duyguları bir arada
yaşadınız mı?.
-Ben, dün yaşadım!..
Biliyor musunuz; seksen yıl önce emperyalizme karşı o müthiş
kalkışmayı başlatanların hiçbiri artık yaşamıyor!. Yüzyıllarca
despot sultanlara kul olarak yaşamış bir ulusa haysiyetini,
özgürlüğünü, yurttaşlık hakkını teslim eden o güzel insanlar, o
güzel atlarına bindiler ve gittiler.
-Bir daha dönmemecesine!.
O gün doğanlar, o inanılmaz devrimlere çocuk yaşta tanıklık
edenler, 10. Yıl Marşı’nı Cumhuriyetin genç bireyleri olarak
haykıranlar ise bugün 80 yaşındalar. Ve bağımsızlığın ve özgürlüğün
ve onurlu bir Cumhuriyet yurttaşı olmanın ne demek olduğunu bilen
bu güzel insanlar bugün acı içindeler!..
Ve biliyor musunuz; çok değil, 15-20 yıl sonra devrim yıllarında
doğmuş olan güzel insanlar bile, bir daha dönmemecesine
gidecekler.