Bugün size “Beyaz Altın” dan söz etmek istiyorum…
Ben, pamuğun bereketini, yaşamsal önemini okuyup, izleyen bir
kuşaktan geliyorum… Aynı zamanda, Çukurova’nın verimli
topraklarında yaşanan ağa-ırgat ilişkisini, Söke’de pamuk
işçilerinin dramını, filmlere konu olan mevsimlik tarım işçilerinin
trajedisini de gazete haberlerinden, kitaplardan, filmlerden
öğrenerek ideolojisini seçen bir kuşaktan söz ediyorum!..
Bu trajedinin hâlâ ve nasıl da acımasızca sürdüğünü daha birkaç gün
önce Sakarya’da devrilen bir traktörde biri çocuk beşi kadın 7
tarım işçisinin can vermesi nedeniyle bir kez daha büyük bir acıyla
gördük, yaşadık… Yetkiler açıkladı:
-Tarım işçilerinin bu şekilde taşınması yasak ancak yine de
yapılıyor!..
Açın bakın sırasıyla geçmiş yıllara, pamuğun, fındığın,
narenciyenin, çeltiğin hasat dönemlerine şu haberlerle
karşılaşacaksınız:
– Traktör devrildi, 20 tarım işçisi öldü… Kamyon devrildi 12 tarım
işçisi öldü vb…
Konumuza dönersek; öğrendiğimize göre pamuk o kadar değerliydi ki,
1 kilosu üretim aşamasına gelinceye kadar 12 kat değerleniyordu!..
Hem Türkiye’nin lokomotif ihraç sektörüne çok büyük katma değer
sağlıyor hem de posasından bile yüzbinlerce ton yemeklik yağ
çıkarılıyordu…
Üstelik dünyanın en kaliteli pamuğu Türkiye’de Ege Bölgesi’nde
üretiliyordu. 2015 yılı rakamlarından bir örnek vereyim:
-Türkiye yıllık 19 milyar dolar konfeksiyon, 9 milyar dolar tekstil
ürünleri ihraç ediyor. Bu ihracatın yüzde 70’i pamuklu ürünlerden
elde ediliyor. İç piyasada ise 15 milyar dolarlık pamuklu mamul
tüketiliyor. Kısacası toplamda 35 milyar dolarlık bir pamuk katma
değerinden söz ediyoruz…
Pekii, 2014 yılının pamuk ithalatı ne kadar?
-910 bin ton. Yani 1 milyona bir adım kalmış!.....