Çocukluğumuzun, ilk delikanlılığımızın ünlü
tekerlemelerindendi.
-Haddini bil haddini… Bilmezsen haddini, patlatırlar
enseni!..
Futbol maçında, kahvede pişti oynarken,
mahalle arasında çete savaşlarında ya da “kız meselesi” yüzünden
ortalık gerildiğinde karşı tarafın moralini bozmak, gözünü
korkutmak ya da “ti” ye almak için söylenen bir tekerlemeydi
hatırladığım kadarıyla…
Ancak, söylenen tekerlemenin içeriği kadar söyleniş biçimi, tarzı
da çok önemliydi!.. Bir kere mümkün olduğunca Davudi bir ses
kullanılması gerekiyordu; ayrıca dik duruş, göğsün öne çıkması,
boynun da göğüsle birlikte ileride olması önemliydi…
Böyle durumlarda genellikle tekerlemeyi en iyi, en etkili, en
çarpıcı kullanmasını beceren kazanır, karşı taraf çaktırmamaya
çalışır ama tırsar, mesele de kavgaya dönüşmeden çözülürdü!..
–Ne de olsa aynı mahallenin çocuklarıydık, daha uzun yıllar
yüz yüze bakacaktık…
Özellikle “haddini bil” bölümünü sıklıkla kullanıyor… Geçmişte pek çok örneği var; ancak bu kez gazeteci arkadaşımız Fatih Portakal için, tekerlemenin tamamını kullandı, ufak bir değişiklik yaparak işin içine milleti de kattı… Ama devreye önce yandaş medya, sosyal medya trolleri ve “bazı işadamları” girdi!..
Uzun yıllardır tanıdığım, mesleğini en iyi şekilde yapan, sunduğu FOX TV Ana Haber Bülteni ile diğer kanalların neredeyse tümünü katlayan Fatih, geçenlerde haberleri sunarken şöyle demişti:
-Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğalgaz zamlarını protesto edelim. Hadi bakalım yapalım, yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak korkudan, endişeden sokağa?.. Kaç kişi çıkar sokağa Allah aşkına söyler misiniz? Bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya ve...