Geçenlerde et ithalatı tartışmaları sürerken AKP’li
Cumhurbaşkanı Meclis gurubunda yaptığı konuşmada kırmızı etin niçin
pahalı olduğunu şöyle anlatmıştı:
-Et fiyatlarında yüksek seyrin nedeni, refah seviyemizin
artmasıyla talepte yaşanan yükseliştir!..
Okuyunca
“yok canım, haberde bir yanlışlık var herhalde”
deyip, grup konuşmasını bulmuş dinlemiştim; vallahi de billahi de
doğruydu!.. Birazdan Türkiye ve dünyada et tüketiminden oranlar
vereceğim; ancak önce tarım bakanı sıfatlı muhteremden söz etmem
gerek… Lideri böyle söyleyince bakanlığının uğraştığı işler aklına
gelmiş olmalı ki, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli,
et konusunun çok speküle edildiğini söyleyerek yurttaşlardan şu
istekte bulundu:
–Vatandaşlarımız az et yesin, biz de ithal
etmeyelim!..
E, tabii refah seviyesi yükselince
“hurra” diye ete yüklenirsen kardeşim, ne yapsın
en büyük Türk büyüklerimiz, doğru ithalata tabii… Diyeceğim ama
dünyadaki et tüketim oranlarına bakınca, hıçkırık tutuyor
söyleyemiyorum!..
Halk çok et yediği için ithal et ihtiyacı doğduğunu anlatan Bakan
Bey, bu iddiasını doğrulamak için rakam da verdi:
-Yılda kişi başına 15 kilo kırmızı et!..
Yaa,
gördünüz mü?! adamcağız neredeyse yalvardı, “N’oluur biraz
da tavuk, balık falan yiyin” diye, o kadar yani!.. Adam
çözümü gözümüze sokuyor; “kırmızı ete bu kadar saldırma
vatandaş, o zaman kendimize yeteriz” diyor ama nankör
millet kasap önlerinde “kırmızı et” diye birbirini eziyor!..
–Acaba öyle mi, yoksa birileri bizi salak yerine mi
koyuyor?
Hadi gelin bi bakalım…
Öncelikle, en az et tüketen ülkele...