Dün 16 Nisan Referandumu’nun yıldönümüydü…
Üzerinden tam bir yıl geçti… Lütfen şu geçen sürede neler
yaşadığımızı, nelerle karşılaştığımızı bir düşünün ve yaşadığımız
“düzeni” tanımlayın desem ne yanıt verirdiniz
acaba? Sizleri bilemiyorum tabii, ancak CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu en doğru tanıyı koydu bile:
-Fiili tek adam rejimi!..
Tamamen katılıyorum!
Kılıçdaroğlu son derece gerçekçi, halkın nabzına ulaşan bir
saptamada daha bulundu:
-’Evet’ diyenler pişman!..
‘Evet’ diyen
demeyen, halkın büyük bölümü pişman, mutsuz, öfkeli… Daha geçen gün
Sözcü Gazetesi’nin manşetindeydi; satılan şeker fabrikalarının
ezici çoğunluğu AKP’ye, referanduma “Evet” diyen illerde
bulunuyor!.. Pazar yeri kapatıldığı için protesto yürüyüşü yapmak
isteyen ve çevik kuvvetin “biberli gaz” ziyafetine
maruz kalan esnafın içinde AKP’ye oy veren, referanduma da “Evet”
diyen yok muydu sanıyorsunuz!..
Açlık ve yoksulluk sınırının altına itilen, en ufak şikayetinde
itilip kakılan, gözaltına alınan, tutuklanan, işini, aşını
kaybeden milyonlarca insan arasında iktidara oy veren,
referandumdaki vaatlere kapılıp “Evet” diyen yurttaş sayısı kaçtı
acaba, biliyor musunuz?.. Zamlardan nefesi kesilen, aldığı üç
kuruşluk ücret zammı iki ayda eriyen on milyonlarca insandan kaçı
bu iktidara oy vermek için sandığa koştu, referandumda “Evet” dedi
ayırt edebilir misiniz?..
-Bu millet sevinçlerini, mutluluklarını paylaşamıyor ama
ezilmekte, ufalanmakta yekvücut maalesef!..
Geçen yıl,
referandumdan hemen sonra yazdığım “reddiye” den bir bölümünü
paylaşayım önce…
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı sıfatına sahip muhteremin daha oylar sayılırken, sonuçlar üzerinde büyük tartışmalar yaşanırken, balkon konuşmasında taraftarlarına söyledikleri zaten nasıl bir tezg...