Eski zamanlardan birinde padişahın hazinesi yine boşalmış…
Har vurup harman savunmaktan, Saray’a düzinelerle at almaktan, çalgı-çengi yiyip içip coşmaktan her zamanki gibi beş para kalmamış koca hazinede… Padişah, vezirlerini çağırıp “Ne yapacağız?” diye sormuş; vezirlerden biri “Yine halktan vergi toplayacağız, başka yolu yok sultanım” diye düşüncesini açıklamış… Padişah hem kızgın, hem üzgün bir tavırla yanıt vermiş:
–Vergi koymadığımız bir şey mi kaldı a koca vezir; ota da b.ka da vergi saldık. Hadi bulun vergi koymadık bir şey!..
Divandaki vezirler uzun uzun düşünmüşler, bir türlü işin içinden çıkamamışlar… Sonunda yaşlı bir vezir, “Buldum” diye bağırmış, padişah merakla “Nedir?” diye sormuş:
–Adı İbiş olandan, başı kel olandan, pazarda horoz satandan, bir de kılıbık olandan 1 akçe vergi alalım!..
Padişahın pek hoşuna gitmiş, emir vermiş, uygulama başlamış…