Yazının başlığı, çarşamba günü kuruluşu Genel Başkan
Meral Akşener tarafından ilan edilen partinin
adının açılımı:
-İYİ Parti!..
Gerçekten özellikle bizim toplumun çok ama çok ihtiyaç duyduğu,
hatta Sinop’lu Diyojen misali elinde sönmeye yüz tutmuş fenerle
aradığı sözcükler!.. İnsanlığı aramaktan, yeni bir şeyler duymak
için yırtınmaktan, iyiliği bulmak için dua etmekten milletin içini
fenalıklar basmıştı!..
Ben partinin ismini ilk duyduğumda, yani salı gecesi Halk TV’de
“pek anlam veremediğimi” söylemiştim. Onunla da
yetinmedim, gecenin köründe, geçmişteki program arkadaşlığımıza ve
dostluğumuza sığınarak Ümit Özdağ’ı aradım ve
aynen şöyle dedim:
-Hocam, ne olur partinin ismi bu değil deyin, sadece şaka
olduğunu söyleyin!..
Kahkahası ve “budur!” demesi hâlâ kulaklarımda…
Ancak düşündükçe bu basit sözcüğün aslında günlük yaşantımızda ne
kadar önemli, ne denli yaşamsal olduğunun farkına vardım… Hele
isminin aynı zamanda Selçuklu Boyu, Osmanlı’nın
kurucu Kayı Boyu’nun simgesi olduğunu öğrendiğimde
tam yerine oturdu. İyi sözcüğünün noktalarını kaldırın, “Y” harfini
biraz yayvanlaştırın, alın size Kayı Boyu simgesi!..
Güneş ise etrafındaki sekiz çizgisiyle yine Selçuklu’dan alınma ve
iyilik, erdem, insanlık üzerine hedefleri olan bin yıllık bir başka
simge… Siz bakmayın yanaşma mahlukatın yerlerde sürünen cehaletine
ve de kötü niyetine; bir takım zeka özürlü zevat güneş simgesini
önce Vatikan amblemine benzetti, olmayınca şu salakça teze
sarıldı:
-Maklubeye benziyor!..
Özellikle Cemaat’in pek sevdiği, cennetten gönderildiğine inandığı,
pilav, patlıcan, biber, domates, et baharatın harmanlandığı tadı
enfes bir yemek Maklube!.. Fetullah pek
bayılırmış, abiler de yeni öğrencileri bu yemekle tavlarmış! Aslına
bakarsanız daha çok “Çark...