Bizim marşlarımız coşkuludur…
Dizelerinde yaşanan gerçekler, ölümüne direnişler, zaferler, kan
ile, can ile kurtarılan, şehit kanlarıyla işgalden kurtarılan
vatan, taş taş üstüne kurulan cumhuriyet anlatılır…
İstiklal Marşı işte o nedenle “Korkma” diye başlar…
-Sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancak…
Alın 10. Yıl Marşı’nı mesela; Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren 10
yıl içinde yapılanları büyük bir coşkuyla anlatır.
-Çıktık açık alınla on yılda her savaştan/ on yılda on beş milyon
genç yarattık her yaştan/ Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan/
demir ağlarla ördük yurdu dört baştan…
Söylerken, gururla, kıvançla dolar insanın içi.. hele o dizelere
sıra gelince coşkuyla haykırır söyleyen yurttaşlar:
-Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi/ Türk’e durmak
yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri…
İzmir Marşı ise kurtuluşu, işgalin sona erişini, Türk askerinin
İzmir’e bayrağı dikişini anlatır:
-İzmir’in dağlarında çiçekler açar/ Altın güneş orda sırmalar
saçar/ Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa/ adın yazılacak mücevher
taşa…
Dünyanın en güzel, en anlamlı, en şanlı, en coşkulu marşlarından
biridir. Bir milletin yeniden doğuşunun, vatan savaşının zafere
ulaşmasının şiirsel anlatımıdır…
-Ancak, birileri için de kabustur, karabasandır!..
* * *
“Konya hariç!..”